Sayfalar

19 Mart 2010 Cuma

GÖĞÜS CERRAHİSİ

27 Ocak 2010 Tarihli Sağlıkta Gündem Editör Yazısı

"Göğüs Cerrahisi"

Sevgili Manisalı hemşerilerim,
Sizlerden gelen tepkiler ve istekler çalışma azmimizi bir kat daha arttırıyor. Sizlerden gelen talepleri ve konuları belirli bir sıra ile mutlaka işleyeceğim. Bu hafta “Sağlıkta Gündem”in çalışma sistemi hakkında sizlere bilgi vermek istiyorum.
Gazetemiz yöneticileri tarafından böyle bir sayfanın yapılması teklifi geldiğinde, hemen neler yapabiliriz diye düşündüm. İlk önceliğim şu oldu: Sağlık konusunda uzmanından doğru bilgi vermek! Doğru bilgi vermenin yolu da soruları doğru kişilere yani o konunun uzmanına sormaktan geçer. Bu nedenle her hafta sizlere belirlediğim bir sıraya göre farklı konularda bilgi vermeye çalışıyorum. Yararlandığınızı umuyorum. Bu nedenle de çok geç olmaması şartıyla, işlememi istediğiniz konuları araya alacağım. Ancak lütfen sabırlı olunuz…
İkinci kuralımız ise şuydu: Her konuda önceliğimiz Manisa’da çalışan, burada yaşayan kısaca aynı havayı soluduğumuz uzmanlarımızla görüşmek, onların görüşlerini almak!
Mademki Manisamız büyüyor, gelişiyor… Öyleyse sağlık alanında da biz bize yeter hale gelmeliyiz. Hem Üniversitemiz hem de devlet hastanelerimiz hızla gelişiyor, yenileniyor. Gönlüme sorarsanız sağlık alanında buradan başka yere, hele İzmir’e hiç hasta gönderilmemesi. Hatta, bilakis oralardan buraya hasta çekilmesi. İnşallah o günler de gelecek.
Üçüncü kuralımız ise şuydu: Bu sayfada özel olarak hiç kimsenin, hiç bir kamu veya özel kuruluşunun reklamı, tanıtımı yapılmayacak! Hepimiz birbirimizi tanıyacağız. Diyaloglar her zaman desteği, o da başarıyı arttırmakta. Her hafta sizlere sağlık alanında hizmet veren, konusunda deneyimli, yıllarını mesleğine adayan meslektaşlarımı tanıtmaya çalışıyorum. Bu nedenle özel sağlık kuruluşlarında çalışan hekimlerimize şimdilik yer veremiyoruz sayfamızda. Ancak eğer kamu kuruluşlarında yapılamayan bir sağlık uygulaması varsa tabii ki onu mutlaka sayfamıza davet edeceğiz.
Zaman zaman bu konularda sizlere bilgi vereceğim bu sütundan; ama şimdilik bu kadar. Bu haftaki teşekkürüm gazetemizin yöneticilerine. Bu sayfada A’dan Z’ye, tamamen demokratik ve özgür bir çalışma ortamı sağladıkları ve kurallarımızın oluşmasında hemfikir oldukları için.

Tıp alanında bazen biz hekimlerin bile “bu hasta hangi uzmana başvurmalı?” sorusunu yanıtlayamadığımız durumlarla karşılaşırız. İşte “Göğüs Cerrahisi” branşı da biraz öyle gibi. Bu nedenle her üç sağlık kuruluşunda bu konuda hizmet veren hekimlerimizi ve çalıştıkları alanı anlatmaya çalıştım bu hafta sizlere.
Haftaya sigara konusunu ve Manisa’da hizmet veren “sigarayı bırakma” poliklinikleri hakkında bilgi vereceğim. Gerçek şu ki daha sağlıklı, daha gelişmiş ve başarılı bir toplum olmak istiyorsak sigarayı bırakmalıyız. Önümüzdeki hafta çok ilginizi çekecek bilgiler bulacaksınız. Ama diyelim ki bırakamıyorsunuz. Hah işte o zaman “göğüs cerrahları” devreye giriyor. Eğer mümkünse akciğer kanserini ameliyat ederek sizleri kurtarmaya çalışıyorlar, eğer yapabilirlerse tabii…
Veya bir darp, kaza sonucu akciğer küçülmesi oluyor. Bazen de kist hastalıkları olabiliyor, kedi köpeklerden geçen. Sonuçta en kötü, en acil durumda bizlere yardımcı olan, her türlü akciğer ve göğüs içi ameliyatlarını yapan bir uzmanlık alanı “göğüs cerrahisi”. Tüm uzmanlarımıza çok teşekkür ederiz.
Sağlıkta Gündem’i okuyun, sağlıklı kalın. Hepimize sağlıklı bir hafta dilerim.

GÖĞÜS CERRAHİSİ

Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Cerrahisi Uzmanı Yrd.Doç.Dr.Sadık Yaldız branşını anlattı:

Göğüs Cerrahisi en çok hangi hastalıklarla ilgileniyor?
Göğüs Cerrahisi; göğüs kafesimizin ve içerisindeki organlarımızın (kalp hariç), ameliyat gerektiren tüm hastalıkları ile ilgileniyor. Kısaca söylemek gerekirse akciğerler, yemek borusu, soluk borusu, diyafram, bu organlar arasında kalan mediasten dediğimiz bölgede kalan tüm dokular, göğüs kafesi hastalıkları ve bunların tüm yaralanmaları, Göğüs Cerrahisi’nin alanına girmektedir. Hastalık olarak söyleyecek olursak en çok akciğer kanseri, akciğerin kistik hastalıkları, akciğerlerin bütünlüğünün bozulması sonucu göğüs kafesi içerisine hava toplanması anlamına gelen pnömotoraks ve trafik kazaları, kesici delici alet yaralanmalarına müdahale olarak sayabiliriz.

Bildiğim kadarıyla akciğer kanser tanısı genellikle Göğüs Hastalıkları uzmanı tarafından konuluyor. Hastaları size onlar mı sevk ediyor?
Evet…
Akciğer hastalıklarındaki bulgular genellikle; öksürük, balgam çıkarma, balgamdan kan gelmesi ve göğüs ağrısı olduğundan, bu bulguları olan hastalar “Çok öksürüyor ve balgam çıkarıyorum. Bugün balgamda da hafif bir pembelik hissettim. Ben en iyisi Üniversite’mizin “Göğüs Cerrahisi Polikliniği” ne bir muayene olayım” demiyor. Haklı olarak Göğüs Hastalıkları’na başvuruyor. Bu sadece akciğer kanseri hastaları için geçerli değil tabi ki. Tüm hastalarımızın bulguları, aşağı yukarı benzer olduğundan, Göğüs Cerrahisi polikliniği, Göğüs hastalıkları polikliniği ile konsültasyon şeklinde çalışıyor. Tabi ki bu durum sadece ülkemizle ilgili değil. Tüm dünyada da bu şekilde bir uygulama mevcut.

Polikliniğinize kabul ettiğiniz başka hastalıklar var mı?
Akciğer kanserleri dışında, kedi, köpek, koyun gibi hayvansal parazitlerle oluşan akciğer kistleri de özellikle Göğüs Cerrahisinin ameliyatları arasında sayılmaktadır. Bunların dışında mediasten dediğimiz göğüs boşluklarının içerisinde yer alan dokulardan kaynaklanan, tüm iyi veya kötü huylu urların tedavisi, akciğer zarlarından kaynaklanan ve mezotelyoma olarak adlandırılan hastalıkların erken evre tedavileri, trakea dediğimiz soluk borusunu ilgilendiren iyi ve kötü huylu hastalıklar, ayrıca yemek borusu tümörlerinin erken evredeki tedavileri de göğüs ameliyatları yapılarak düzelebilen rahatsızlıklar arasındadır. Bunların dışında kalan durumlar da var tabi. Çocukluktan itibaren sürekli akciğer infeksiyonları geçiren kişilerde gelişebilen ve akciğer içerisindeki nefes yollarının (bronşların) artık tedavisi olmayan şekilde kese halini alması ve sürekli iltihap kaynağı olması durumunu anlatan bronşektazi dediğimiz hastalıkda; ayrıca “çok ilaca dirençli” dediğimiz ve bir türlü tedavisi yapılamayan verem olgularında, hasta bölgelerin ameliyat ile çıkarılması, bu hastalıkların tedavisini sağlayabilmektedir. Son olarak da şunu söylemek isterim. Halkımızın da çok iyi bildiği gibi anadan doğma göğüs çöküklüklerinde (pectus excavatum) de ameliyat ile son derece iyi sonuçlar alınabilmektedir.

Polikliniğinizin çalışma günleri ve saatleri nedir?
Polikliniğimiz, her gün, mesai saatleri içerisinde, CBÜ Hastanesi’nin girişinde bulunan Kalp ve Damar Merkezi’nin (D Blok) içerisindeki “Kalp Damar Cerrahisi Polikliniği” ile ortak mekanı kullanarak sürdürülmektedir...

AKCİĞER KİSTİ - KİST HİDATİK

Merkez Efendi Devlet Hastanesi Göğüs Cerrahisi Uzmanı Dr.Ali Akpınar konuğumdu:

Akciğeri tutan Kist hastalığının (Hidatik) bulguları nelerdir?
Kist Hidatik, köpek, kedi, kurt gibi ana konak olarak adlandırdığımız hayvanlardan bulaşan paraziter bir hastalıktır. Ara konak olan insan ve koyun, keçi gibi evcil hayvanlarda görülür. En sık karaciğerde yerleşir. İkinci sıklıkta akciğerleri tutar. Ülkemizde sık olarak görülmektedir. Başlangıç aşamasında bulgular çok geneldir. Öksürük, balgam, göğüs ağrısı, hafif ateş, deri döküntüleri görülebilir. İleri aşamada ise kistin bronşlara açılması sonucunda şiddetli öksürük ve bunu takip eden tuzlu sıvı balgam ve soğan zarına benzer bir madde (membran) çıkarılması bu hastalık için tipiktir.

Bu şikayetleri olan hastalara önerileriniz nedir?
Başlangıç aşaması için saydığım belirtiler oldukça genel belirtilerdir. Bunlar sıradan bir üst solunum yolları enfeksiyonunda rastlanacak bulgulardır. Ancak günümüzde tanı araçları yaygınlaşmıştır. Bu yüzden konuyla ilgili olarak Göğüs hastalıkları veya Göğüs cerrahisi uzmanına başvurdukları takdirde, muayene sonucunda Kist hidatik düşünülen hastalarda, kan tetkikleri, balgam tetkikleri ve akciğer grafileri istenir. Bunların sonucunda gerek duyulursa Akciğer tomografisi de çektirilerek tanı kesinleştirilir.

Akciğer Kist Hidatiğinin tedavisi mümkün mü?
Mümkündür. Başlangıç aşamasında olan küçük ve ince cidarlı kistlerde ilaç tedavisi verilmektedir. Ancak bu sadece hastalığı kısıtlamak ve ilerlemesini durdurmaya yarar. Kesin tedavi cerrahidir. Özellikle büyümüş ve bronşa açılmış kistlerin hemen ameliyat edilmesi gerekir.

Ameliyatı kolay mı?
Kist Hidatik ameliyatları kolay değildir. Göğüs kafesinin açılarak akciğerdeki kistik bölgenin daha fazla yayılmayacak şekilde alınması gerekir. Ancak ülkemizde bu konudaki deneyimin fazla olması ve anestezi alanındaki gelişmeler giderek işimizi daha da kolaylaştırmaktadır.

Ameliyat sonrası yatış süreleri?
Ortalama 7-10 gündür. Yalnız bu süre yine de hastalığın aşamasına göre değişkenlik göstermektedir.

Ameliyat sonrası hasta için en önemli sıkıntılı durum/durumlar nelerdir?
Göğüs ameliyatları sonunda hastalara mutlaka göğüs tüpü takılır. Bu işlem hem göğüs içi negatif basıncın sağlanması, hem de akciğerin iyileşmesi içindir. Ortalama 3-5 gün bu tüplerin varlığı ve bu süre içerisinde devamlı solunum egzersizleri yapılması hastalar için en sıkıntılı durumdur. Ayrıca hastalar ağrıdan da sık yakınmaktadır. Bu konuda güçlü ağrı kesiciler ile şikayetler giderek azalmaktadır.

Polikliniğinizin çalışma günleri ve saatleri nedir?Merkez Efendi Devlet Hastanesi ek poliklinik binası 2. katta hafta içi her gün mesai saatleri içerisinde polikliniğimiz açıktır.

PNÖMOTORAKS (AKCİĞER SÖNMESİ)

Manisa Devlet Hastanesi Göğüs Cerrahisi Uzmanı Dr.Levent Kılınçer sorularımızı yanıtladı:

Pnömotoraks (Akciğerin sönmesi) nedir?
Göğüs boşluğunun sağ ve sol tarafında yer alan akciğerler, biri göğüs duvarının iç yüzeyini örten diğeri ise akciğerlerin dış yüzeyini kaplayan çok ince 2 kılıfla sarılıdır. Akciğer zarı ya da plevra adı verilen bu 2 kılıf arasında normalde hava bulunmaz ve bu alandaki basınç negatif değerlerdedir. Akciğer dokusu normalde aynı bir balon gibi büzülme ve sönme eğiliminde olmasına rağmen plevra boşluğundaki bu negatif basınç sayesinde şişkin kalmakta ve nefes alma sırasında solunum kasları ile göğüs boşluğu daha fazla genişletildiğinde içeriye bir miktar hava girmekte, nefes verme ile alınan hava dışarı atılmaktadır. Ancak en zorlu nefes verme sonunda bile akciğerlerde belirli bir miktar hava daima kalmaktadır yani akciğer tamamen sönmemektedir. Akciğeri çevreleyen ve aslında gerçek bir boşluk olmayan bu sanal boşlukta çok az miktarda kaygan bir sıvı bulunur ve bu sayede soluk alıp verme esnasında akciğerler hareket edebilir. İşte akciğerin bu iki zarı arasında normalde olmaması gereken havanın birikmesi olayına pnömotoraks diyoruz.

En çok yol açan nedenler nelerdir?
Kesin sebebi bilinmemekle birlikte akciğerin üst kısmında bül veya blep denen, genellikle doğuştan olan hava keseciklerinin patlaması sonucu olur. Ayrıca travma sonucu kaburganın kırılıp akciğere batması sonucu veya kesici-delici aletin göğüse sokulması veya ateşli silahın göğse isabet etmesi yada barotravma gibi basınç değişiklikleri (dalgıçlık vb gibi) ile veya göğüse yapılan tıbbi girişimler sırasında da olabilir.

Demek ki acil bir durum. Hastalar ne tür bulgular olduğunda sağlık kuruluşuna başvurmalıdır?
Evet acil bir durum. En sık görülen spontan pnömotoraks hastalığı, genellikle uzun boylu genç erkek hastalarda ani sırt ağrısı ile başlar, şahıs sırtına aniden" bıçak saplanır" gibi bir ağrı girdiğini belirtir ve nefes darlığıda olabilir. Bu ağrı şahsı mutlaka hastaneye getirir. Diğer akciğer genelde sağlam olduğu için bazen hafif göğüs ağrısı ve öksürük olur. Bazen de hiç semptomsuz çekilen akciğer grafisinde saptanabilir.

Nasıl tedavi ediyorsunuz?
Hafif pnömotoraks %10’dan az ise, hasta genç ise yatak istirahati oksijen tedavisi ile akciğer 1mm günde yukarı çıkar.
Torasentez denilen göğüse iğne sokup havayı alma denenebilir. Eğer pnömotoraks artarsa veya %10 dan fazlaysa genellikle KSAD ameliyatı ( kapalı su altı drenajı) yapılır. Bu ameliyatta göğüs boşluğunun 2. ile 7. Kaburgalarının arasından uyuşturarak akciğer ile göğüs duvarının içyüzü arasına göğse zarar vermeyen bir tüp (toraks tüpü) konmakta ve kapalı su altı sistemine bağlanmaktadır. 5-7 gün içinde akciğer eski haline dönünce tüp çıkarılır. Eğer hava 10 günde kesilmezse veya nüks olursa torakotomi ameliyatına alınır. Bu hastalık korkulacak bir hastalık değildir cerrahi tedavi ile kesin şifa mümkündür.

Polikliniğinizin çalışma günleri ve saatleri nedir?
Hafta içi her gün 9.00-16.00 saatleri arasında Manisa Devlet Hastanesinde göğüs cerrahisi hastalarına poliklinik hizmeti verilmektedir. Ayrıca acil servisimiz 24 saat açıktır ve acil göğüs cerrahisi hastalarına icap usulü 2 operatör doktor ile hizmet vermekteyiz

YAŞLANMAK YÜZÜNDEKİ ÇİZGİLERİ SEVMEKTİR