Sayfalar

6 Temmuz 2010 Salı

Manisa Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Başhekimi Dr.Ahmet Ayer: Depresyon Cinsel Yaşamıda Etkiler!

Depresyon nedir?
Aşağıdaki semptomlardan beşinin yada daha fazlasının 2 haftadan uzun sürede olması
1-İlgi kaybı yada artık zevk alamama.
2-Depresif duygu durum.
3-Kendini üzgün ya da boşlukta hissetme.
4-Gün boyu süren, tüm etkinliklere karşı ya da etkinliklerin çoğuna karşı ilgide belirgin azalma veya bunlardan eskisi gibi zevk alamama.
5-Kilo kaybı yada kilo alımı.
6-Uykusuzluk ya da aşırı uyuma.
7-Huzursuzluk ya da kendini ağırlaşmış hissetme.
8-Yorgunluk, bitkinlik ya da enerji kaybının olması.
9-Değersizlik ya da suçluluk duyguları.
10-Düşüncelerine belirli bir konu üzerinde yoğunlaştıramama ya da kararsızlık.
11-Yineleyen ölüm düşünceleri.

Depresyonu Tetikleyen Hastalıklar Nelerdir?
İnme.
Epilepsi.
Kanser.
Anemi.
Diyabet.
Kalp hastalıkları.
Tiroid hastalıkları.
AIDS-HIV.
Parkinson hastalığı.
Demansiyel hastalıklar.
Multipl Skleroz.
Fibromiyalji.
İlaçlara bağlı olarak.

Depresyon en çok kimlerde görülür? risk faktörleri var mı?
Depresyon Kadınlarda erkeklerden iki kat daha fazla görülür. 18-44 yaşları arasına özellikle 25 yaştan sonra görülür.Kadınların depresyonunun erkeklerden iki kat fazla olması, erkeklerin depresyon belirtilerini alkol kullanımı yada değişik eyleme vurum davranışları şeklinde ifade etmesi, kadınların bu olanakları kullanamamaları,aynı stres etkini karşısında daha yoğun belirtiler göstermeleri biçiminde açıklanmaktadır. Diğer önemli bir açıklamada hormonal nedenler ve geleneksel kadın rolü ile ilgilidir. Ayrıca kadınlarda gebelik, doğum, premenstrüel dönem gibi biyolojik ve psikolojik olarak depresyona yatkınlık yaratan ek özellikler vardır.
Risk faktörleri olarak;
•Erken ebeveyn kaybı
•Madde ve alkol kullanımı.
•Kadın olma.
•Düşük Sosyo-ekonomik düzey.
•Ayrı yaşama,boşanmış olma
•İşsizlik.
•Kişilik yapısı.
•Çocukluk döneminde kötü yaşantılar.
•Anksiyete bozuklukları.
•Bazı ilaç kullamımları.
•Tıbbi hastalıklar.
•Hormonal değişiklikler.
•Daha önce depresyon geçirmiş olmak.
•Ailesinde depresyondan intihar eden birey olması.

Depresyon Genetik mi?
Depresyon kalıtsal özellik göstermekle birlikte, aile, ikiz, evlat edinme çalışmaları genel olarak anlamlı kalıtsal bileşenleri göstermektedir. Ailesinde depresyon geçirmiş bireylerin olması, bireyleri depresyona daha duyarlı yapmaktadır. Depresyonun genetiğini açıklamak için daha çok genom taraması çalışmalarına ihtiyaç duyulmaktadır.

Depresyon cinsel yaşamı etkiler mi? Bu hastalara ne öneriyorsunuz?
Depresyon ilgi kaybı, uyku sorunları, suçluluk duyguları, kendini beğenmeme, güvensizlik belirtileri nedeni ile cinsel yaşamı direk etkiler. Bu durumun psikolojik tedavi ve terapi ile tamamen düzelmesi mümkündür. Hekime başvurmalı ve eşler birbirine karşı anlayışlı ve destekleyici olmalıdır.

Depresyon tedavisi gören kişi bunu işyerine bildirmeli mi?
Depresyon klinik özellikleri nedeniyle tedavisi uzun devam edeceği için (en az 6 ay) aile ile ve iş yeri ile paylaşılmalıdır. Böylece birçok yanlış anlaşılmanın, gereksiz tartışmanın ve performans düşüklüğünün önlenmesi sağlanacaktır. Çünkü depresyon tedavisi uzman tarafından sürdürülürse tamamen düzelebilen bir hastalıktır.

Celal Bayar Üniversitesi Psikiyatri Uzmanı Prof.Dr.Ömer Aydemir:Depresyonda Ya İlaç Ya Psikoterapi!

Depresyon hangi yöntemlerle tedavi edilebilir?
Depresyon tedavisinde iki temel tedavi yöntemi kullanılmaktadır. Bunlardan bir tanesi ilaç tedavisidir ve antidepresan denilen ilaç grubu bu amaçla yaygın biçimde kullanılmaktadır. Bunun dışında depresyonda psikoterapi yöntemleri de uygulanmaktadır. Hastalığın çok hafif olduğu ve açıkça yaşam olayları ve stresler nedeniyle oluşmuş durumlarda psikoterapi yöntemleri tek başına kullanılsa bile, daha şiddetli hastalarda antidepresan ilaç tedavisiyle psikoterapi yöntemleri birlikte kullanılmaktadır.

Depresyon ilaçlarının çoğu zaman faydalı olmadığı yönünde bir inanış var…
Antidepresan ilaç tedavilerinin etki göstermedikleri ve işe yaramadıkları yönünde bir tartışma sürekli vardır. Ancak çalışmalar göstermektedir ki, depresyon hastalık düzeyinde bulunduğunda antidepresanlar çok başarılı sonuç vermektedirler. Ama depresyon bir hastalık değil de, gündelik moral bozukluğu düzeyindeyse, antidepresanlar işe yaramamaktadır. Yani depresyon hastalığında mutlaka bir etkili tedavi yapmak gerekirken, sadece moral bozukluğu veya yaşadığı olaylara bağlı üzüntü veya mutsuzluk yaşayan bir kişi hastaymış gibi tedavi edilmemelidir. Bunun ayrımını da psikiyatri hekimleri yapabilmektedir. Antidepresan ilaçlar bir hastalığı tedavi etmede kullanılan bir grup ilaçtır. Hiçbir zaman bir moral dopingi, mutluluk ilacı, uyuşturarak dertleri unutturan bir madde veya alışkanlık yapan bir ilaç değildir. Tedavide kullanılan ve beynin çalışmasında düzenlemeler yaparak etki eden kimyasal maddelerdir. Antidepresan ilaçlar depresyon hastalığında başarıyla kullanılmakta ve %80’lere varan yüz güldürücü sonuçlar alınmaktadır.

Depresyonda psikoterapinin yerinden bahsedebilir misiniz?
Antidepresan tedavilerin yanında hastalara psikoterapiler uygulanmaktadır. Bu tedaviler çeşitli kuramlara dayanan ve yıllar içinde bilgi birikimiyle temelleri oturtulmuş yöntemlerdir. Bu tedaviler psikanaliz denilen insanın ruhsal çatışmalarını çözmeye yarayan tedaviler ile bilişsel-davranışçı terapi denilen insanın düşünce yapısındaki olumsuz düşünce kalıplarını ve davranış kalıplarını işlevsel olanlar ile değiştirmeye yarayan tedavilerdir. Bunlar dışındaki kuramlara dayanmayan, hastaya akıl öğretmeye veya yaşamına çeki düzen vermeye yarayan, uğraşları tedavi edici girişimler veya terapiler diye kabul etmek doğru değildir. Bunlar hastaları gündelik avuntularla oyalamaktadır.

Depresyon tedavisinde ne tür ilaçlar kullanılır?
Depresyon tedavisinde kullanılan antidepresan ilaçlar çoğunlukla beyinde hücreler arası iletiyi sağlayan kimyasal maddelerin taşınmasında veya düzeylerinde ortaya çıkan değişiklikleri normale döndürür ve beyinde bozulmuş iletiyi düzelterek düşünce, bellek, öğrenme ve duygu durumun düzenlenmesini sağlar. Bu antidepresan ilaçlar özellikle beyin kimyasında serotonin veya noradrenalin denilen maddeler üzerine düzenleyici etki gösterir. Son yıllarda başka kimyasal maddeler üzerine etki gösteren ilaçların geliştirilmesi için uğraşılmaktadır.
Gündelik uygulamada serotonin üzerine etkili ilaçlar en çok tercih edilenlerdir. Bu ilaçlar görece olarak yan etkileri düşük, başka ilaçlarla geçimsizlikleri olmayan ve etkileri kanıtlanmış ilaçlardır. Hastalardaki depresyon belirtilerini düzeltirken, eşlik eden kaygı, endişe belirtilerini de rahatlatırlar.

Depresyon mutlaka tedavi edilmeli mi?
Etkili tedavi edilmeyen depresyonda, tamamlanmış intihar ile ölüm riski %15 civarındadır. Bunun dışında, hastalar yaşam içindeki faaliyetlerini sürdüremezler ve iş, aile ve sosyal yaşamları olumsuz etkilenir. Depresyon şu anda dünyada en fazla yeti kaybı oluşturan hastalıklar sırasında dördüncüdür; 2020 yılında ise ikinci sırada olacaktır. Gelişmiş ülkelerde ise yeti kaybı açısından hep birincidir. Aynı zamanda iyi tedavi edilmemiş depresyon alkol ve madde kullanım sorunlarına, başka ruhsal hastalıklara da zemin hazırlamaktadır. Uzamış ve iyi tedavi edilmemiş depresyon bedensel hastalıklara da zemin hazırlamakta ve diyabet, kalp hastalıkları gibi bedensel hastalıkların gidişini kötüleştirip ölüm riskini dahi arttırmaktadır.

Depresyon tedavisi ne kadar sürer?
Depresyon tedavisi 3 aşamalı bir tedavidir. Birinci aşamada hastanın depresyona ait belirtilerin tedaviye yanıt vermesi beklenir, bu süre 4-6 haftadır ve belirtilerin başlangıca göre yarı yarıya azalması beklenir. Bu elde edildikten sonra ortalama 2-6 hafta içinde kalan tüm belirtilerin düzelmesiyle hasta tamamen düzelmiş, iyileşmiş olur. Yani başlangıca göre ortalama 3 ay içinde hasta tamamen düzelmiş olur. En tehlikelisi bu aşamada ilaçların bırakılmasıdır çünkü bu aşamada ilaç bırakanlarda hastalık hemen her zaman yineler. Tamamen düzelen hasta en az 1 yıl bu iyilik halini sürdürmek üzere ilaç tedavisini sürdürmelidir ve böylece tamamen iyileşmiş kabul edilebilir. Yine de hastanın o anki durumuna göre, hekim kontrolünde ilacını kesme kararı verilmelidir. Sonuç olarak depresyon tedavisi tedavi başlandıktan sonra ortalama 1,5 yıllık bir süreçtir.

Depresyon tedaviden sonra tekrarlayabilir mi?
Depresyon yineleme riski yüksek bir hastalıktır. Önceki soruda da belirttiğim gibi, tedavisi tamamlanmadan kesilen hastalarda yineleme riski yüzde yüzdür. Ancak her türlü önlem alınıp en uygun şartlarda tedavisi tamamlanan hastalarda da depresyonun yineleme riski bulunmaktadır ve bu risk ortalama olarak ilk hastalık döneminden sonra 5 yıl içinde %60-80 arasındadır. Yineleme sayısı arttıkça, hastalığın yinelenme riski daha da yükselmektedir. Yani ikinci hastalık dönemini geçirdikten sonra üçüncüsüne yakalanma riski %90 civarına gelmekte, üçüncüsünden sonra dördüncünün riski ise %100’e yaklaşmaktadır. Yineleme başlangıçta hastanın yaşamında bulunan stresli olaylara bağlı olarak ortaya çıksa bile, ilerleyen yıllarda kendiliğinden yinelemeler de baş gösterebilir. Bu da hastalığın şiddetlendiğini gösterir.

Depresyon ilaçları cinselliği etkiler mi?
Antidepresan ilaçların pek çoğu cinsel yan etkilere neden olmaktadır. Kadınlarda cinsel isteksizlik veya orgazm olamama, erkeklerde ise yine cinsel isteksizlik ve sertleşme zorluğu biçiminde görülebilmektedir. İlaçtan ilaca değişmekle beraber, bu oran yaklaşık yarı yarıyadır. Bu yan etkilerin hiçbir tanesi kalıcı değildir ve ilaç kesilince ortadan kalkar. Bazı hastalarda doz azaltarak veya zamanla ilaca vücudun alışmasıyla kaybolduğu da olabilmektedir.