Sayfalar

28 Nisan 2010 Çarşamba

28 Nisan 2010 tarihli Sağlıkta Gündem: İLİK NAKLİ

EDİTORYAL: Kemik İliği Nakli

Sevgili Manisalı hemşerilerim,
Bu hafta sizlerden gelen istek üzerine “kemik iliği nakli” hakkında bilgi vermeye çalışacağım. Genel yayın yönetmenimiz sevgili Nihat Akyol aracılığıyla bu konuda bilgi almak isteyen okuyucularımız bana mesaj göndermiş. Aslında sağlık alanında hemen her konuda direkt olarak beni veya gazetemizi arayabilir veya sayfadaki internet adreslerime mesaj atabilirsiniz. Ayrıca internet ile aşina olan okuyucularımız eski yeni tüm “Sağlıkta Gündem” yazılarına kişisel blog/yayın sayfam olan www.sagliktagundem.blogspot.com adresinden de ulaşabilir.
Kemiklerin içinde bulunan “ilik”, kanımızdaki alyuvar, akyuvar gibi tüm hücreleri üreten fabrikalardır. Enfeksiyon, kanser, ışın tedavisi veya kansere bağlı kemoterapi gibi nedenlerle bozulabiliyor. Bunun sonucunda da iliklerimiz kan hücrelerini üretemiyor. Bildiğiniz gibi akyuvarlar mikroplara veya hasarlı bozuk hücrelere karşı en önemli savunmayı yaparlar. Alyuvarlar da her hücrenin temel gereksinimi olan oksijeni taşırlar. Bunların dışında da trombosit denilen kanın pıhtılaşmasını sağlayan hücreler vardır. Bir yerimiz kanadığında oranın pıhtılaşarak kanamanın durmasını sağlarlar.
Kemik iliği nakli genellikle, lösemi gibi bir kan hücresi kanseri olan kişinin kanındaki kanser hücrelerini yok etmek için uygulanan, yoğun dozda kemoterapi veya radyasyon (ışın) tedavisinden sonra gerçekleştirilir. Kemik iliği naklinde temel prensip, kan hücrelerinin yapımını sağlayan ana-kök hücrelerin sağlam bireylerden (verici-donör) alınarak lösemi hastasına verilmesidir. Böylece normal kan yapımı sağlanmış olur.
Kemik iliği naklinde verilecek kök hücreler tedavi öncesi kişinin kendi kanından alınıp saklanarak yeniden kendisine verilir veya yakın akrabalarından alınıp verilebilmektedir. Buna uygun olmayan durumlarda da başka kişilerden veya verici bankasından alınan kök hücrelerde verilebilmektedir. İlik alınması ameliyathane koşullarında genel anestezi altında uyutularak yapılır. Özel iğneler kullanılarak kemik içine girilerek ilik enjektörlere çekilir. Belirli miktarda alınan ana-kök hücreler özel torbalarda, filtre edilerek bekletilmeden lösemi hastasına damar yoluyla verilir. Ana-kök hücrelerin çok çok az bir kısmı alındığından verici-donör için yapılan işlemin hiçbir sakıncası yoktur. Ancak bu sırada alıcı için ek bazı tedaviler verilebilmektedir. Bu gibi durumlarda dikkat edilmesi gereken konuları sizler için kırmızı sütunumuzda yazdım. Konu ile ilgili merak ettiğiniz soruları da üniversite hastanesi Çocuk Hastalıkları bölümü “hematoloji-kan hastalıkları” uzmanımız Doç.Dr.Hüseyin Gülen yanıtladı.
Maalesef şehrimizde nakil ünitesi yok. İzmir’de de Ege üniversitesinde mevcut. Sanırım burada ilik nakli gerektiği belirlendikten sonra randevu ve sıra işlemleri için kendi doktorunuz sizlere yardımcı olacaktır. Kendi başınıza gidilerek başvurulacak bir durum değil. Umarım kimsenin ve hiç bir çocuğumuzun buna ihtiyacı olmaz. Olmaması için de yapmamız gereken şeyleri her hafta yazıyorum. Sağlıklı yaşam, sağlıklı beslenme; hem ruhi hem de maddesel olarak… Hazır, paketteki, boya içeren, bir sürü koruyucu içeren gıdalardan çocuklarımızı ve en azından hamilelik döneminde anneleri uzak tutmalıyız.
Buradan yöneticilere ve anne babalara sesleniyorum: Okul kantinlerinde satılanları denetleyiniz!
Son olarak ligde kalmayı başaran Manisasporumuzu kutluyorum. Gelecek yıl daha üstlerde, hatta liderliğe oynayan bir takıma sahip olmak istiyorum.
Sağlıkta Gündem’i okuyun sağlıklı olun.

Celal Bayar Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Pediatrik Hematoloji Uzmanı Doç.Dr.Hüseyin GÜLEN "ilik nakli" hakkında sorularımızı yanıtladı.

Kemik iliği nakli nedir?
Kemik iliği bilindiği gibi kanımızda bulunan bütün hücrelerin üretildiği, olgunlaştığı ve daha sonra kan dolaşımına salındığı kemiğin içinde bulunan dokudur. Kemik iliği de aslında görünüş olarak kana benzeyen ancak kandan daha koyu kıvamda ve kana göre içinde kat kat daha fazla hücre içeren kırmızı bir sıvıdır. Kemik iliği doğumdan itibaren tüm kemiklerin içinde bulunmasına rağmen, yaşlanmayla birlikte sadece yassı kemikler olarak bilinen omurga, göğüs kafesi kemikleri ve leğen kemiği gibi kemiklerin içinde bulunmaktadır. Kemik iliği naklinde; bu kemikler içine kalın iğnelerle girilerek sıvı şekildeki ilik toplanmakta ve daha sonra hastanın damarından aynı kan verir gibi verilmektedir. Bu işleme kemik iliği nakli denilmektedir. İçinde milyarlarca kök hücre dediğimiz kan yapıcı hücre içeren bu ilik hastaya verildikten hemen sonra kan yoluyla hastanın kendi kemiklerinin içine doğru yol alarak oraya yerleşmekte ve kısa sürede yeni yerinde kan yapımına başlamaktadır.

Hangi hastalıklarda uygulanıyor?
Kemik iliği nakli öncelikle kemik iliği kökenli kanserler dediğimiz lösemilerin tedavisinde kullanılmış ve hayat kurtarıcı alternatif bir tedavi olmuştur. Daha sonraları kemik iliği dışı bazı kanserlerde yüksek doz kemoterapi uygulamaları sonucu ortadan kalkan kemik iliğini yenilemek amaçlı uygulamalar başlamıştır. Bunun dışında kanser olmayıp kan yapımının bozulduğu kemik iliği yetmezliği sendromlarında kullanılmaktadır. Ayrıca bağışıklık sisteminin doğuştan eksik olduğu hastalıkların tedavisinde, bazı kalıtsal kan hastalıklarının örneğin Akdeniz Anemisinin tedavisinde ve çok ağır bazı romatizmal hastalıkların tedavisinde de kullanılabilmektedir.

Kemik iliği nasıl alınıyor?
Kemik iliği birçok kemikte ve belli miktarlarda bulunduğu için kalın iğnelerle birçok kemiğe girmek ve buralardan ilik toplanması gereklidir. Elbette ağrılı bir işlem olduğundan ve steril koşullar olması gerektiğinden, ameliyathanede genel anestezi uygulaması sonrası vericiden ilik alınmaktadır.

Kimler kemik iliği verebilir?
Sağlıklı, bulaşıcı hastalığı olmayan ve doğal olarak kemik iliği daha canlı ve çok hücre içeren daha genç kişilerin (özellikle 50 yaşın altı) hepsi kemik iliği verebilir.

Başarılı bir tedavi mi?
Çok başarılı bir tedavi yöntemi olmasına karşın uygun iliğin bulunması ve uygulama sonrasındaki takip süreci çok ağır ve uzun sürmektedir. Uygulama sonrası ilk 3 ay içinde hastaların %10 kadarı erken yan etkiler nedeniyle kaybedilmektedir. En iyi şartlarda lösemilerin bazı tiplerinde, kalıtsal bazı kan hastalıklarında başarı oranı % 90 ve üstüne çıkabilmektedir. Ancak bu başarıyı etkileyen çok faktör vardır. Hastalığın tipi, evresi, hastanın yaşı, genel sağlık durumu, alıcı ve verici arasındaki doku gruplarının benzerliği başarıyı etkileyen en önemli faktörlerdir.

Kemik iliği verenlerde yan etkisi var mı?
Genellikle ilik alınan yerlerde birkaç gün süren hafif ağrı dışında ilik vermenin ciddi bir yan etkisi yoktur. Ancak ilik verdikten sonra birkaç gün istirahat etmek, yoğun beden aktivitesi yapmamak tavsiye edilir. Bağışçının verdiği ilik hücreleri çok kısa sürede tamamen kendini yenilemekte ve bağışçıda hiçbir eksiklik durumu söz konusu olmamaktadır. Bu nedenle Kemik iliği vermiş olan bağışçı aynen kan bağışında olduğu gibi tekrar kemik iliği verebilmektedir.

Nakil için merkeze gidecek hastalara önerileriniz?
Kök hücre nakil merkezleri hastaları iki şekilde kabul etmektedir. Birincisi kök hücre merkezi kendi kurumu bünyesinde takip ettiği ve kök hücre tedavisi gereken hastaları nakil listesine alarak gerekli hazırlıklarını yapmaktadır. İkincisi ise farklı bir kurumda tedavi görüp kök hücre nakli gereken hastaların gerekli ön hazırlıkları kendi kurumlarında yapılarak ilgili hekim tarafından kök hücre nakil konseyine sunulmakta ve sonrasında kök hücre nakli kararı alınan hastalar merkeze yönlendirilmektedir. Nakil merkezlerinin sayıca azlığı, eleman eksikliği, hasta yoğunluğu ve diğer nedenlerden dolayı nakil gereken hastaların aciliyet durumları konseyde belirlenerek sıralama yapılmaktadır.

Nakil/tedavi süresi nedir?
Nakil yapılan hastanın durumuna göre hasta yaklaşık 1-2 ay kadar özel nakil odalarında izlenmektedir. Bu süre zarfında Kan ve kan ürünleri ihtiyacı çok yoğun bir şekilde gerekli olmaktadır. Hastalar nakil sonrası bu erken dönemde her türlü enfeksiyona karşı çok hassastır.

Tedavi sırasında hastaların dikkat edecekleri noktalar neler?
Doktorlarının tedavi ve yan etkiler açısından yaptıkları uyarıları çok dikkatli bir şekilde dinlemeli ve gereken işbirliğini göstermelidirler. Yeme içme alışkanlıklarını bu tedavi süresince değiştirmeleri gereklidir. Beklemiş, konserve edilmiş gıda tüketiminden kaçınılmalıdır. Sucuk, salam, sosis, pastırma, kuruyemiş çeşitleri vb. gibi içerisinde mikroorganizma bulunabilecek gıdalardan uzak durulmalıdır. Çiğ gıda tüketiminden kaçınılmalıdır. Sebze, et yemekleri iyi pişmiş ve günlük hazırlanmalıdır. Meyve kabukları soyularak tüketilmelidir.

Ev temizliği gerekli mi? Evet ise nasıl bir temizlik öneriyorsunuz?
Nakil sonrası eve gönderilen hastaların kan düzeyleri yükselmiş olmasına karşın kullandıkları ilaçlar nedeniyle bağışıklık sisteminin baskılanması hala yoğun bir şekilde sürmektedir. Bağışıklık sisteminin tamamen normale dönmesi iki yılı bulmaktadır. Bu nedenle evde mümkünse hastanın havadar, güneş gören, rutubetsiz ayrı bir odada kalması sağlanmalıdır. Odada mümkün olduğunca az eşya bulundurulmalı, toz tutacak halı, kilim vb. eşyaları en aza indirmelidir. Temizlik yaparken hasta başka bir odaya alınmalı, oda temizliği mutlaka toz kaldırmadan vakumlu süpürgelerle yapılmalı, yüzey temizliği de yapıldıktan sonra oda havalandırılmalıdır. Ayrı bir dezenfeksiyon işlemine gerek yoktur.

Enfeksiyon açısından hastalara önerileriniz?
Hastaların bağışıklık sistemlerinin iki yıl süreyle zayıf olduğunu belirtmiştim. Bu zayıflık ilk 6 ay süresince en belirgindir ve bu dönem nakil yapılan hastalar için özellikle enfeksiyon açısından son derece risklidir. Riskleri en aza indirmenin çeşitli yolları vardır. Birincisi doktorunuzun size tavsiye ettiği günlük alınması gerekli bazı antimikrobik ilaçlar vardır. Bunları doktorunuzun tavsiye ettiği doz ve süre boyunca uygulamanız gereklidir. Bunun dışında kişisel olarak almamız gereken çok basit tedbirler vardır. Yukarıda bahsettiğimiz beslenme önerilerine uymanız gereklidir. İnsan vücudun mikroorganizmalar en sık solunum ve beslenme sisteminden girmektedir. Bu nedenle her beslenme öncesi eller sabunlu suyla iyi bir şekilde temizlenmeli, beslenme sonrası da yumuşak bir fırçayla mutlaka dişlerimizi fırçalamamız gereklidir. Kalabalık ve hasta kimselerin bulunduğu ortamlardan uzak durmalı ve maske takmalıyız. Bu tür ortamlarda maske takılması faydalı olabilir. Hasta ziyaretini abartılı yapan bir toplum olduğumuzdan bu konuya özellikle dikkat etmemiz gereklidir. Mümkün olduğunca az sayıda ve hasta ile yakın temasta bulunmadan (sarılmak, öpüşmek vb.) ziyaret yapılmasını sağlamalıyız.

Ne tür şikayetlerde hemen doktora/nakil merkezine haber verilmeli?
Kök hücre naklinin erken dönemde görülen en önemli yan etkisi enfeksiyondur. Bu nedenle en ufak bir belirtiyi dahi doktorumuza bildirmemiz gereklidir. Enfeksiyonlara geç müdahale edilmesi hastanın hayatını tehlikeye sokar. Enfeksiyonlar dışında başka yan etkiler de olabilir. Hastanın her zamanki halinden farklı bir şey hissetmesi, bir yakınmasının ortaya çıkması örneğin basit bir kaşıntı veya döküntü dahi mutlaka doktoruna bildirilmelidir.

HASTALARIN İLİK NAKLİ OLDUĞU DÖNEMDE DİKKAT EDECEKLERİ NOKTALAR

1. Ağız Bakımı: Serum fizyolojik gargara ile günde 10 kez, Antifungal içeren bir gargara ile günde 4 kez ağzın her iki tarafına damlatılacak, ağız içi çalkalanacak ve yutulacak.
2. Diş bakımı: Her yemekten sonra ve uyumadan önce diş etlerini kanatmadan fırçalanacak.
3. Vücut bakımı: Kemoterapi ilacı aldığı her gün dezenfektan solusyon karıştırılmış suyla vücut silme banyosu yapılmalı. Bunun için 3 adet plastik küçük boy leğen, banyo havlusu, bolca iç çamaşırı ve pijama takımı bulunmalı.
4. Hasta tuvalete gittiğinde ve kusmuğu tuvalete döküldüğünde sifonu en az 3 defa çekilmeli.
5. El - Yüz bakımı: Her tuvalete gittiğinde, yemeklerden önce ve sonra eller mutlaka yıkanmalı. Kağıt havlu ve dezenfektan özellikte sıvı sabun ve ıslak mendil kullanılmalı. Tırnaklar düzenli olarak kesilmelidir.

TABURCULUK SONRASI EV TEMİZLİĞİ:

•Evin tavanları, duvarlar, radyatörler, döşemeler ve pencere iyi temizlenmeli.
•Yerler yıkanmalı ve elektrikli süpürge ile temizlenmelidir. Yer döşemeleri için halı şampuanı kullanılması gerekli değildir, ama kullanılmışsa da mutlaka 2-3 gün tam kurumaya bırakılmalıdır.
•Banyo, lavabo, banyo küveti, duş ve klozet gibi küflenen alanlar özellikle dikkat edilerek iyi temizlenmelidir.

EV HAYVANLARI VE BİTKİ/ÇİÇEKLER:

•Canlı bitki ve çiçekler odada bulundurulmamalıdır
•Transplantasyondan sonrası ilk 100 gün ev hayvanlarından mutlaka uzak durulmalıdır.
•Hasta akvaryumla dahi aynı oda da olmamalıdır.

İNŞAAT ALANLARINDAN UZAK DURULMALIDIR.

BİREYLERLE TEMAS

•Sarılma, öpüşme, el sıkışma gibi yakın temaslardan kaçınılmalıdır.
•Herhangi bir bulaşıcı hastalığı veya üst solunum enfeksiyonu olmayan kişiler ellerini yıkadıktan sonra ziyarete gelebilir.
•İlk 50 gün için en iyi korunma, kalabalık ortamlardan uzak durmak ve maske kullanmaktır.
•Enfeksiyon geçiren kişilerle temas olduğunda hemen sağlık ekibine bildirilmelidir, aile üyeleri en az 6 ay için canlı aşı yaptırılmamalıdır.

MAKYAJ

•Yeni alınmış HİPOALLERJİK MAKYAJ MALZEMESİ kullanılabilir.
•Makyaj malzemeleri kişiye özel olmalıdır.
•Maskara kullanımı ÖNERİLMEMEKTEDİR


GÜNEŞ BANYOSU

•Güneşlenme ve bronzlaşmadan kaçınılmalıdır, korunmak için uzun kollu giysiler ve şapka kullanılmalıdır.
•Kemoterapi veya radyoterapi sonrası cild güneş ışığına karşı hassas hale gelir. Kısa süreli de olsa güneşe çıkıldığında mutlaka koruma faktörü en az 20 olan ürün kullanılmalıdır.
•Bağışıkılık sistemi kendini yenileyinceye kadar göl, deniz ya da halka açık havuzlarda yüzülmemelidir.

GÜNLÜK EKZERSİZ MUTLAKA YAPILMALIDIR…

CİNSEL YAŞAM

•İlk 50-100 gün birkaç hasta için zor zamanlardır. Bu süre içersinde cinsel istek değişebilir. Birçok hasta kullandığı ilaçlara bağlı seks ilgisinin çoğunu kaybeder. Duygusal ve fiziksel değişiklikler yaşayabilir. Bu değişikliklerin birçoğu geçicidir ve ileriki 3-6 ay içinde düzelir.
•Öpüşme ve cinsel birleşme trombosit sayısı 50 bin ve nötrofil sayısı en az 500 bin oluncaya kadar önerilmez.
•Vajinal kuruluk olabileceği için kayganlaştırıcılı kondom kullanılabilir.
•Genital bölgede akıntı, cilt lezyonu, çatlak veya döküntü olduğunda doktor veya hemşireye iletilmelidir.
•Genellikle birkaç ay için normal menstürasyon gerçekleşmez. Jinekoloji-üroloji bölümü hormon destek tedavisi konusunda hastayı bilgilendirir.

SİGARA VE ALKOL KESİNLİKLE İÇİLMEMELİDİR

21 Nisan 2010 tarihli Sağlıkta Gündem Sayfası: SKOLYOZ-BEL EĞRİLİĞİ