Sayfalar

19 Temmuz 2010 Pazartesi

Pankreas Kanseri

Sevgili Manisalı hemşerilerim,
Bu hafta sizlere en kötü kanser tiplerinden biri olan pankreas kanseri hakkında bilgi vermeye çalışacağım. Bildiğimiz gibi pankreas eksikliğinde şeker hastalığına yol açan insülin salgılamaktadır. On iki parmak bağırsağının içerisinde, birinci ve ikinci bel omurlarının önünde yer alan pankreas ayrıca sindirim enzimleri salgılamaktadır. İşte bu organdan kaynaklanan kanser erken bulgu vermediği için çok geç tanı konulabiliyor. Erken tanı konulduğu durumlarda bile 5 yıl yaşama şansı ortalama yüzde 20 civarındadır.
Pankreas karın içi organları arasına gizlenmiş bir organ. Bulunduğu yer itibariyle belirti vermiyor. Ayrıca pankreasın etrafında onu koruyacak bir dokusu ve kapsülü yok, onun için etraftaki doku ve organlara çok çabuk sıçrayabiliyor. İşte bu nedenlerle tehlikeli bir hastalık. Peki ne yapabiliriz? İşte her zaman söylediğim şeylere dikkat edebilirsiniz. Birincisi, sağlıklı beslenmeliyiz! Ruhsal olarak ta sağlığımıza dikkat etmeliyiz ki bağışıklı sistemimiz güçlü olmalı. İkincisi, sağlık günümüz olmalı! Yani şikayetimiz olmadan doktora kontrole gitmeliyiz. Üçüncü olarak bu hastalığa özgü aşırı alkol almak tehlikeli gibi görünüyor. Alkol alınsa bile belirli dozda ve mutlaka arada en az 1 hafta almadığınız günler olmalı ki karaciğer kendini tamir etsin.
Hepinizin tanıyacağı rahmetli Şener Giritligil abimde maalesef bu hastalık nedeniyle ölmüştü. Kendisi çok alkol almazdı ama sigarayı değil içmek adeta yerdi. Allah kendisine rahmet eylesin. Pankreas kanserinden hayatını kaybeden ünlü isimler arasında İtalyan tenor Luciano Pavarotti, prodüktör Arif Mardin ve gazeteci yazar Ufuk Güldemir de bulunuyor. Bunun dışında sinema sanatçısı Patrick Swayze ve Galatasaray kulübü eski başkanı Özhan Canaydın’da pankreas kanseri nedeniyle ölmüştü.
Belirsiz karın rahatsızlıkları genellikle pankreas kanserinde tümörün gelişimini gösteren tek belirtidir. Diğer bir belirti de karnın arka tarafından yayılan ve eğilince etkisini gösteren acı verici ağrılardır. İştahınız kapanır ve kilo kaybetmeye başlarsınız. Çoğu pankreas tümörü pankreasın baş tarafını etkiler. Büyüdüklerinde ise karaciğerden ve safra kanallarından bağırsaklara giden kanal çıkışlarını tıkarlar. Bu da bilirubinin artışını tetikler. Sarılık, kaşınma, kahverengi sıvı idrar ve açık kil rengi katı idrar bu belirtilerin devamıdır.
Bu konuda doğal beslenmeyle ilgili olarak birkaç uyarıda bulunmak istiyorum. İnsanoğlu doğal olarak çaresizlikle karşılaştığında her şeyi araştırır. Ancak unutmayın ki bu durumlar aynı zamanda spekülasyonların, kandırmacaların da en çok olabileceği durumlardır. Bu nedenle alabileceğiniz en önemli tedbir yağlı gıdalardan uzak durmak ve posalı meyve-sebzeler tüketmektir. Düşünün ki çok zengin, meşhur insanlar bile bu hastalıktan ölüyor. Gerçek bir çözüm olsa, ona sahip olan Nobel ödülü alır ve yedi ceddine yetecek para kazanırdı. Niye gizli olsun, bilmem ne köyündeki bilmem ne otu iyi geliyor olsun ki? Birde bu açıdan düşünün.
Tanı ile ilgili sorularımı üniversitemiz gastroenteroloji hocası Doç.Dr.Ender Berat Ellidokuz yanıtladı. Tedavi ile ilgili sorularımı ise yine üniversite hocalarımızdan genel cerrahi uzmanı Doç.Dr.Yavuz Kaya yanıtladı. Umarım faydalanırsınız.
Sağlıkta Gündemi takip edin sağlıklı yaşayın.

CBÜ Tıp Fakültesi Gastroenteroloji Uzmanı Doç.Dr.Ender ELLİDOKUZ: PANKREAS KANSERİ ÖLÜMCÜL BİR HASTALIKTIR.

Pankreas kanseri nedir?
Pankreas dokusu hücrelerinden köken alan kanserlerdir. Pankreas, besinlerin ince bağırsaktan emilebilmesi için parçalayan enzimler ve insülin gibi hormonları salgılamaktadır. Kanseri de bu grup hücrelerden gelişmektedir.

Günümüzde tanı sonrası ortalama yaşam süresi nedir?
Yaşam süresi tanı anında hastalığın yaygınlığına bağlıdır. Yaşam süresi genellikle hastalık yaygın aşamada tanınabildiği için kötüdür. Hastaların ortalama %5’i tanıdan sonraki beş yılı görebilmektedir.

Risk faktörleri nelerdir?
50 yaştan sonra hastalığın sıklığı aniden artmakta, tanı anında hastaların çoğunluğu 60-80 yaş civarındadır. Sigara içmek, aşırı kilo, alkol kullanımı ve şeker hastalığı bu hastalık için artmış risk oluşturmaktadır. Ailesinde pankreas kanseri olanlarda da risk artmaktadır.

Bulguları nelerdir?
Hastalık gelişme sürecinde genellikle erken belirti vermez. İleri dönemde oluşan belirtiler genellikle pankreasın komşuluğundaki dokulara tümörün yayılma ya da etkisi ile oluşur. Göbeğin üst kısmında oluşan, hastalar tarafından tam tarif edilemeyen dolgunluk, yanma şeklinde ağrı genellikle tümörün genişlemesine ya da sinirleri etkilemesine bağlıdır. Sarılık, bulantı, kusma ve idrar renginde koyulaşma diğer belirtileridir. Ortaya çıkan şeker hastalığı, bazen öncül habercisi olabilir.

Nasıl tanı koyuyorsunuz?
Tanı genellikle bilgisayarlı tomografi, ultrasonografi gibi görüntüleme yöntemleri ile konulmaktadır. Kuşkulu durumlarda tanı pankreastan yapılacak biyopsi ile kesinleştirilmektedir.

Pankreas kanserinden korunmak mümkün mü? Örneğin “zerdeçal” gibi bir takım doğal koruyucu bitkiler var mı?
Pankreas kanserlerinden korunmak amacıyla yapılabilecekler sınırlıdır. Daha önce bahsettiğimiz gibi sigara ve alkolden uzak durmak gibi değiştirebileceğimiz risk faktörlerini azaltmak dışında pek seçeneğimiz yoktur. Kolon ve diğer bazı kanserlerde mümkün olan erken tanı araçları bu hastalık için yoktur. Bu nedenle korunma daha önem taşımaktadır. Doğal ürünlerle ilgili bilimsel çalışmalardan korumaya yönelik olanlar çok sınırlıdır. Özellikle yan etkilerini bilemediğimiz bu tip olası faydalara dikkatli yaklaşmalıyız.

CBÜ Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Uzmanı Doç.Dr.Yavuz KAYA: Pankreas kanser ameliyatı özel deneyim gerektirir

Pankreas kanseri tedavi edilebilir mi?
Pankreas kanseri çoğunlukla iyileştirilebilir bir hastalık değildir, ancak tedavi edilebilir bir hastalıktır. Bununla şunu demek istiyorum; iyileştirmek terimi hasta olan organı hastalıktan önceki normal haline geri getirmek anlamında kullanılır. Bu durum pankreas kanserinde mümkün değildir. Ancak, kanserli pankreas kısmını çıkararak kanserin neden olduğu sorunları ortadan kaldırmak mümkündür. Buna tedavi denilmektedir.

Tedavi yöntemleri nelerdir?
Pankreas kanserinin tedavi yöntemleri arasında ameliyatla kanserli pankreas bölümünün çıkarılması, kemoterapi yani kanser ilaçları ile tedavi ve radyoterapi yani ışın tedavisi başlıca tedavilerdir. Bunlar arasında en iyi sonucu aldığımız ve mümkün olan her durumda öncelikle yapılması gereken ameliyatla tedavidir. Bazen kanserin özelliklerine göre bu üç tedaviyi birlikte kullanmamız da gerekebilir. Bu temel tedavilerin yapılamadığı durumlarda kanserin yol açtığı sorunları ortadan kaldırmak ve hastanın kalan yaşamını rahat bir şekilde sürdürebilmesine yardımcı olabilecek endoskopik işlemler veya ultrason ve tomografi gibi görüntüleme cihazları altında yapılan ameliyatsız işlemler de uygulanabilir.

Hangi durumlarda ameliyat yapıyor hangi durumlarda diğer tedavileri uyguluyorsunuz?
Pankreas kanserinin ameliyatı samimiyetle söylemek gerekirse bir insanın olabileceği en ağır ameliyatlardan biridir ve aynı zamanda ameliyatı yapan cerrahi ekip içinde en zorlu ameliyatlardan biridir. Bu nedenle ciddi anlamda deneyim ve uzmanlık gerektirir. Hemen her kanserde her zaman erken tanının önemi üzerinde halkı bilgilendirmeye çalışırız. Erken tanı hastaya gerçekten faydası olacak tedavilerin yapılabilmesi açısından pankreas kanserinde diğer tümörlere göre çok daha fazla önem arz eder. Pankreas vücutta oldukça önemli bir yerde bulunmaktadır. Çevresinde çok yakın komşuluk içinde bulunduğu hayati büyük damarlar ve dokular vardır. Ameliyatla hastaya fayda sağlayabilmek için bu hayati yapıların kanser tarafından tutulmadan tanı konulması son derece önemlidir. Eğer bu aşamada tanı konulmuşsa ilk tercih ettiğimiz tedavi şekli ameliyatla kanserli pankreas kısmının çıkarılmasıdır. Eğer hayati yapılar kanser tarafından tutulmuş veya kanser uzak organlara yayılmışsa kanserin neden olduğu sorunları çözmeye yardımcı olacak daha küçük boyutlu ameliyatlar veya yukarıda bahsettiğim diğer tedavileri tercih ediyoruz.

Pankreas kanseri ameliyatını kısaca anlatabilir misiniz?
Yapılacak ameliyatın şekli kanserin pankreas içinde yerleşimine göre bazı farklılıklar göstermektedir. Standart olarak en çok uyguladığımız ameliyat şekli kısaca şöyle. Anatomik yakın komşulukları nedeni ile kanserli pankreas kısmı, beraber on iki parmak barsağı, midenin alt yarısı, ince barsakların ilk 10-15 cm’lik bölümü, safra kesesi, safra yolları ve tüm bunların çevresinde kanser hücrelerinin kendisine yayılım yolu olarak kullandığı lenf kanalları ve bezleri denilen dokuları bir bütün halinde çıkarıyoruz. Kalan mide, safra kanalları, pankreas dokusu ve ince barsak arasında yeni ve uyumlu ağızlaştırmalar yaratıyoruz. Ameliyattan sonra sindirim sisteminin çalışma mekanizması tamamen değişmiş oluyor. Ancak hastalar buna kısa süre içerisinde uyum sağlıyor ve dikkat etmeleri gereken bazı noktalarla beraber normal şekilde beslenmelerine devam edebiliyorlar.

Ameliyattan sonra hastaların dikkat etmesi gereken konular var mı?
Böyle bir ameliyattan sonra en önemli nokta hayat boyu ameliyatı yapan cerrahın kontrolünde olmaktır. Hastaların, kendilerine söylenecek olan zaman aralıklarında mutlak şekilde kontrol, muayene ve tetkiklerine uymaya azami dikkat etmeleri gerekiyor. Öte yandan konforlu bir yaşam için, sindirim sisteminin çalışma mekanizmasının tamamen değişmesinden dolayı ameliyattan sonraki erken dönemde doktorunun önerdiği beslenme şekline uymaları ayrı bir önem arz ediyor.

Şeker hastalığı Pankreas kanserine neden oluyor mu?
Şeker hastalığının pankreas kanserine neden olduğuna dair kanıtlanmış bir bilimsel veri yok. Ancak tersi bir durum söz konusudur. Çok nadiren, pankreas kanserinin kendisi şeker hastalığına neden olabiliyor. Ancak bu durumun pankreas kanserini olumlu ya da olumsuz etkilediği söylenemez. Çok nadiren de olsa, pankreas kanserine ait belirtiler ortaya çıkmadan önce şeker hastalığının başlaması erken tanının konulabilmesi açısından bir avantaj sağlayabiliyor.

Pankreas kanserli hastalar için genel önerileriniz nelerdir?
Söyleşimizden anlaşılacağı üzere pankreas kanseri zor bir hastalıktır. Ancak hastalar bu zorluk karşısında kesinlikle yalnız değiller. Her hasta için ona özgü farklı bazı uygulamalar yapılması gerekebilir. Bu uygulamalar sonrasında takip edilmesi ve yapılması gerekenleri genel öneriler başlığı altında sıralamak oldukça zor. Bu nedenle, bu konuda, her zaman için konuyla ilgilenen deneyimli bir cerrahın ve gastroenteroloji uzmanının kontrolünde olmanın en önemli nokta olduğunu düşünüyorum.