Sayfalar

8 Nisan 2010 Perşembe

7 Mart 2010 tarihli Sağlıkta Gündem

KANSER HAFTASI'na Devam: Akciğer ve Kolon Kanserleri

Sevgili Manisalı hemşerilerim,
Bugün “Kanser Haftası”nın son günü. Geçen hafta sizlere meme ve prostat kanseri hakkında kısa bilgiler vermiştim. Bu hafta da yine en sık gördüğümüz kanserlerden olan akciğer ve kalınbağırsak yani kolon kanserleri hakkında bilgi vereceğim.
Bildiğiniz gibi sadece bizim ülkemizde değil tüm dünyanın en büyük sorunlarından biri Akciğer kanseridir. Bu sorunun da en başta gelen nedeni SİGARA’dır. Benim gördüğüm bir diğer ve bölgemize ait neden ise tarımsal ilaçlamalar sırasında kimyasal maddelere maruz kalma. Tarım ilaçları aynı zamanda benim konum olan idrar kesesi yani mesane kanserine de yol açabilmektedir. Bu konuyu daha sonra sizlere anlatmaya çalışacağım. Sizlere önerim bırakabiliyorsanız sigarayı bırakınız. Yok bırakamıyorsanız azaltınız. Ancak birinci derece akrabalarınızda akciğer, idrar kesesi gibi bir kanseri olan varsa hala sigara içmenizin rus ruletinden farkı yok bilesiniz. Manisa, sanayisi ile büyümekte olan bir şehir. Her geçen gün fabrika ve işçi sayısı artmakta. Sanayide çalışanların çeşitli kimyasal ajanlara maruz kalması da bir diğer sorun. Bu tür maddelere maruz kalanların sigara içmeleri aynı şekilde kanser olma riskini çok artırıyor. Bu bireylerin daha sık doktor kontrolüne gitmelerini öneririm. Yine çiftçilikle uğraşan halkımız da ilaçlamalar sırasında kesinlikle çok dikkatli korunmalıdır. İlaç hazırlama aşamasında eller eldiven ile ve atım aşamasında ise maske ile korunmalıdır. Bu konuda sorularımı yanıtlayan üniversitemizden Prof.Dr.Pınar Çelik’e çok teşekkür ederim.
Bir diğer önemli kanser konusu da kalınbağırsak kanseridir. Kalınbağırsaklar oldukça uzun bir organdır ve dahili hastalıkları ile Gastroenteroloji bölümü, cerrahi hatalıkları ile de genel cerrahi bölümü ve uzmanları ilgilenmektedir. Daha düne kadar gastroenteroloji uzmanı sayısı yeterli olmadığı için bu organ hastalıkları ile dahiliye hekimleri veya genel cerrahlar ilgilenirdi. Ancak şehrimizde hem devlet hastanesinde hem de üniversitede değerli uzmanlarımız var. Hepsini sizlere tanıtmaya çalışacağım ve bizlere değerli bilgiler verecekler. Ancak bu hafta üniversitemiz gastroenteroloji uzmanı Doç.Dr.Ender Ellidokuz, kolon kanseri ve tanısı hakkında değerli bilgiler verdi. Kolon kanserinde eğer ameliyat ile tedavi yapılacak ise bu ameliyatı genel cerrahi uzmanları yapmaktadır. Yine hocalarımızdan Doç.Dr.Eray Kara kolon kanserinin tedavisi ve ameliyatı hakkında bilgi verdi.
Kolon kanseri konusunda da benim önerim yine “Sağlıklı Beslenme”. Siz bıkacaksınız okumaktan ama ben bıkmayacağım bunları sizlere yazmaktan. Merak etmeyin benim ailemde dedemin tabiriyle “dağ kadar sabır” vardır. Hekimliğin en önemli kısmının koruyucu hekimlik olduğuna inanıyorum. Yine bir hekimin asli görevleri arasında halkı bilgilendirmek olduğunu düşünüyorum. Bu nedenle yazılarımla 1-2 kişide bir farkındalık, bilinç oluşturabilirsem; gerçek anlamda hekimlik yaptığıma inanacağım. Umarım sizlere, memleketime sağlık konusunda bir katkım oluyordur.
Bu kadar sıkıcı konulardan sonra gelelim Manisaspor’a! Arkadaşlar kelimenin tam anlamıyla maçı “idare ediyor”lar. Denizli maçında ve bu hafta 3 puan alınsa idi şuan çok rahatlamış olacaktık. Neyse Allahtan Fenerbahçe beni sevindirmeye devam ediyor. Hele şu voleybolcu kızlarımız da Avrupa Şampiyonu olsalardı tam süper olacaktı. Pazar akşamı Fenerbahçe lokalinde seyrettim Kayseri maçını. Bu yıl ilk defa gururlandım takımımla. Benim görüşüme göre top göstermediler ve sezonun en iyi maçını oynadılar. İşte seyircinin istediği de bu zaten. Yenilse de maçın hakkını vermeli futbolcular. Bu arada Fenerbahçeliler Derneği çok keyifli bir mekan olmuş. Emin olun kışın bile dışarısı içeriden daha sıcak. Atmosferi çok güzel, kendinizi zaman zaman statta hissediyorsunuz. Emeği geçen herkese ve başkanımız Ahmet abiye çok teşekkürler.
Gazetemiz kısa süre içinde internette de yayınlanacaktır. Ancak bu sırada Sağlıkta Gündem’i takip etmek veya eski yazılara ulaşmak isteyenler blog sayfam olan http://sagliktagundem.blogspot.com/ adresini ziyaret edebilirler.
Sağlıkta Gündemi okuyun sağlıklı kalın.

CBÜ Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof.Dr.Pınar ÇELİK: Sigara en önemli akciğer kanser nedeni!

Akciğer Kanseri Nedir?Akciğer dokusu ve hava yollarında başlayan ve buralarda kötü huylu (kanser) hücrelerinin bulunduğu bir hastalık olarak tanımlayabiliriz.

Risk Faktörleri Nelerdir?En önemli risk faktörü SİGARAdır. Akciğer kanserlerinin %85´inden sigara sorumludur. Günlük tüketilen sigara miktarı ve sigara içme süresi ne kadar fazla olursa akciğer kanserine yakalanma riski o kadar artmaktadır.
Sigara dışında bazı metal ve kimyasal maddelerle mesleksel maruziyet, asbest (beyaz toprak) teması, radon gazı, genetik bazı faktörler, radyasyon, önceden geçirilmiş bazı akciğer hastalıkları ve beslenme alışkanlıkları da akciğer kanseri için risk faktörleri olarak sayılabilir. Öyküsünde ailesinde akciğer kanseri olan kişilerde akciğer kanseri gelişme riski biraz daha fazladır. Özellikle aile öyküsü olan kişilerde sigara kullanımı riski daha da arttırmaktadır. Yine geçirilmiş akciğer tüberkülozu, interstisyel fibrozis ve kronik tıkayıcı akciğer hastalığı (KOAH) akciğer kanseri gelişimi için bir zemin oluşturabilir.

Erken Tanı Mümkün müdür?Sigara içen, 40 yaş üzerindeki erkekler akciğer kanseri açısından risk grubunu oluşturdukları için herhangi bir solunumsal yakınma olduğunda mutlaka hekime başvurmalıdırlar. Son zamanlarda riskli gruplarda yapılan akciğeri içeren düşük doz bilgisayarlı tomografi tetkikleri gündeme gelmiştir. Ancak henüz bu tarama çalışmalarının akciğer kanserinden ölüm oranlarını düşürdüğüne dair net sonuçlarına ulaşılamamıştır.

Belirtileri Nelerdir?Öksürük, balgam, kanlı balgam, göğüs ağrısı, akciğer iltihabı, göğüs kafesi içine sıvı birikmesi, ses kısıklığı, tümörün damar basısı nedeniyle göğüs üst bölümünde boyunda ve başta ortaya çıkan ödem (şişlik), iştahsızlık, zayıflama, ağrı ve ateş görülebilir. Hiçbir bulgu vermeyen hasta grubu da az değildir ve bu sinsi karakter, akciğer kanserinin ne yazık ki geç dönemde saptanmasına yol açmaktadır.

Tanı Nasıl Konur?
Ayrıntılı bir öykü ve fizik muayenenin ardından tanı için atılacak ilk adım standart akciğer grafisi (2 yönlü) çekilmesi ve ardından 2. adım genellikle akciğerin bilgisayarlı tomografisinin çekilmesidir. Ancak kesin tanı biyopsi ile parça alınarak mümkündür.

Nasıl Tedavi Edilir?
Küçük hücreli akciğer kanserine evresine göre ya eşzamanlı ışın tedavisi ve kemoterapi ya da sadece kemoterapi yapılır. Diğer tiplerde yaygınlığına göre ya cerrahi tedavi veya ışın tedavisi ile kemoterapi yapılır.

CBÜ Tıp Fakültesi Gastroenteroloji Uzmanı Doç.Dr.Ender ELLİDOKUZ: 50 yaşından sonra kontrol şart!

Kolon Kanseri Nedir? Kalın barsağın en uzun kısmında oluşan kanserlere kolon kanseri denilmektedir. Rektum (kalın barsağın birkaç santimetrelik son kısmı) bölgesinde oluştuğunda ise rektal kanser deniliir. Bu kanserler batı toplumlarında 3. en sık görülen fakat 2. en sık öldüren kanserlerdir. Ülkemizde kesin veri yoktur.

Risk Faktörleri Nelerdir?
Kolorektal kanserlerin nedeni kesin olarak bilinmemektedir. Ancak emin olduğumuz, bir kişiden diğerine bulaşma olmadığıdır. Hastaların %90’ı 50 yaşın üzerindedir. Ailesinde kolon kanseri olanlarda, özellikle genç yaşta hastalananların 1. derece akrabalarında risk çok artmıştır. Ailevi kolon kanseri ve ailevi polip (barsaktan köken almış iyi huylu tümörler) sendromu olan kişilerin ailesi ve akrabalarında risk çok artmıştır. Beslenme önemli bir risk faktörüdür. Özellikle lif içermeyen rafine besinler tüketmek, yetersiz folat ve kalsiyum tüketmek kolon kanser riskini arttırmaktadır.

Erken Tanı Mümkün müdür?
Hastada belirtiler ortaya çıktıktan sonra genellikle erken tanıdan söz etmek pek mümkün değildir. Bu nedenle erken tanı ancak tarama programları ile mümkündür.
Belirtileri Nelerdir?
En sık görülen belirtisi hastanın büyük tuvalet alışkanlığında oluşan değişimdir. Dışkılama sıklığı azalır ya da artabilir. İshal ve kabızlık diğer sık görülen belirtidir. Hastalar dışkılamasının tam olmadığından ya da karnında gaza bağlı ağrı şişkinlik ve dolgunluk hissinden yakınırlar. Dışkı çapı azalmış olabilir ve dışkıda kan olabilir. Aşırı yorgunluk, nedensiz kilo kaybı ve bulantı kusma da hastalığın ileri dönemlerinde tabloya eşlik edebilir.

Tanı Nasıl Konur?
Bu belirtileri gösteren hastalar ya da risk fatörleri taşıyan hastalar öncelikle doktor tarafından değerlendirilir ve tanıyı koymak yada hastalığın olmadığını saptamak için kolonoskopi (kalın barsağı değerlendirmek anüsten girilerek yapılan endoskopi işlemi) ya da kolon grafisi ile değerlendirilir. Kesin tanı ise kolonoskopi sırasında alınacak biyopsi ile konulur.

Kolon Kanserinden korunmak mümkün mü?
50 yaşın üzerinde herkes yılda bir dışkıda gizli kan testine tabi tutulur. Bu test ülkemizde KETEM (Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezi) tarafından ücretsiz olarak yapılmaktadır. 10 yılda bir kolonoskopi yapılarak bu kanserden korunulabilir. Birinci derece yakınlarında kolon kanseri olanlarda ise bu tarama yetersizdir. Bu grup hasta yakınlarına erken yaşta başlayan özel tarama programı uygulanır.

CBÜ Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Uzmanı Doç.Dr.Eray KARA: HAYVANSAL GIDA KOLON KANSERİNİ TETİKLİYOR!

Kolon kanserinden korunmak için sizin önerileriniz nedir?
Evet, birçok kanser türünde olduğu gibi kolon kanserinden korunmak da mümkündür. Bunun için:
•40 yaş üzerinde en az bir kere kolonoskopi yapılmalı ve her iki ya da üç yılda bir tekrarlanmalı
•Kanser öncüsü oluşumların (polip vb.) varsa çıkartılarak histopatolojik değerlendirme yapılmalı
•Kolon kanserine neden olabilecek kalıtsal hastalıkların (İltahabi bağırsak hastalığı, Ailesel Adenomatöz Polipozis Koli Hastalığı vb.) erken yaşta tanınmalı, hastalıkla mücadele ve önlem protokollerin profesyonel ekiplerce uygulanmalı
•Yüksek hayvansal yağ ve kırmızı etin, et içeren diyetlerin kolorektal kanser riskini arttırdığı saptanmıştır. Diyet önlemleri içerisinde az yağlı ve bol lifli (sebze, meyve, tahıllar gibi) gıdalar alınmalı, günde en az 2, 2.5 lt su içilmelidir. Özellikle yeşil çayın (epigallocatechin adlı aktif madde içerir) kanserden koruyucu etkisi üzerinde güncel çalışmalar mevcuttur.
•Diyete selenyum, omega-3 yağ asidi ve kalsiyum eklenmesi ile kolon, akciğer ve prostat kanseri görülme oranlarını azaldığı bildirilmiştir.
•Aspirin, İbuprofen, Naproksen ve Proksitam gibi özellikle romatizma hastalıklarında kullanılan non-steroid antiinflamatuar (NSAİ) grubu ilaçların kolon kanserinde koruyucu etkisi olduğu gösterilmiştir.
•Düzenli egzersiz yapmanın da bağırsak çalışmasını düzenleyerek kolon kanseri görülme oranını azaltmaktadır.

Kolon kanserinin Tedavisi var mı?
Kolon kanserinin temel tedavisi cerrahidir. Radyoterapi ve kemoterapi bazı hastalarda cerrahiye ek olarak ameliyat sonrasında uygulanmaktadır. Erken tanı ve tedavi durumunda %80-90 olguda hastalar normal sağlığına kavuşarak uzun bir süre hastalıksız yaşam yaşayabilirler. Tanı geç evrelerde konursa şifa şansı %40-50’ye kadar düşer. Kolon kanserinin cerrahi olarak tam şifa ile (kür) tedavisi için onkolojik cerrahi prensiplere titizlikle uyulmalıdır.

Ameliyatı kısaca anlatabilir misiniz?
Ameliyatın tipi hastalığın yerine ve büyüklüğüne bağlı olarak değişir. Hastaların çoğunda bağırsakların bir kısmının alınması (kısmi kolektomi) şeklinde bir yöntem uygulanır.

Kolostomi hakkında bilgi verir misiniz?
Çoğu vakada kolonun tümörlü kısmı çıkarıldıktan sonra geri kalan hastalıksız kısımlar birbirine bağlanarak (anastomoz) normal fizyolojik bütünlük sağlanır. Eğer kalın bağırsakların sağlam kısımları birbirine radyoterapi, hastalıklı dokunun tam olarak çıkartılamaması veya güvenli bir anastomozun sağlanamaması gibi nedenlerden ötürü bağlanamazsa “kolostomi” denilen bir işlem ile karın duvarı ile kalın barsağın uç kısmı ağızlaştırılarak dışkı içeriğinin buradan dışarı atılması sağlanabilir. Karın duvarındaki bu alana bir torba takılarak dışkının bu torbada birikmesini sağlanır. Kolostomi geçici veya kalıcı (%10-15) olabilir.
Kolostomi hem fikren hem de fizik açıdan hastada hastalığından öte psikolojik travma yaratmaktadır. Bu nedenle ameliyat öncesi özellikle hastaların bu konuda bilgilendirilmesi, gereğinde bir psikiyatristten yardım alarak hazırlanmaları özellikle önemlidir.

Ameliyat sonrası yapılması gerekenler nelerdir?
Ameliyat sonrası tekrarlayan kanserler en sık ilk 2-2.5 yıl içinde tesbit edilir. Takip bu dönemde daha sık olmakla birlikte en az 5 yıl yakın izlem gereklidir.

Kemoterapi hakkında bilgi verir misiniz?
Diğer kanser türlerinde olduğu gibi kolon kanserli hastaların da tanı, tedavi ve takip süreci başta cerrah olmak üzere, radyolog, psikiyatrist, hemşire, radyasyon onkoloğu ve medikal onkolog olmak üzere birçok hekimden oluşan bir ekip tarafından yönlendirilir. Bu ekipteki her hekimin rolü farklıdır ve birbirinden daha az önemli değildir. Hastalığın tanı, tedavi ve takip sürelerinde farklı hekimler farklı zamanlarda tedaviye önderlik edebilirler. Ameliyat sonrası dönemde uygulanacak ek tedavi protokollerinde onkologların yönlendiriciliğinde aynı ekip sorumluklarını icra etmeye devam eder.