Sayfalar

14 Ekim 2010 Perşembe

Kilo Kontrolü Diyetle Olmaz; Sağlıklı Beslenmek Gerekir!

Sevgili Manisalı Hemşerilerim,
Bu hafta sizlere şişmanlık ve şişmanlık tedavisi için uygulanan ameliyatlar hakkında bilgi vereceğim. Aşırı şişmanlıkta uygulanan bu tür ameliyatlara BARİYATRİK cerrahi denilmektedir. Sıklıkla genel cerrahların konusudur. Ne ilgisiz bir isim barometre gibi demeyin tam da oradan köken alıyor. Yani Yunanca ağırlık anlamına gelen “baro” kelimesinden türemiştir. Bu konuda görüştüğüm konuğum, üniversiteden genel cerrahi uzmanı Doç.Dr.Aslan Sakarya. Kendisi bu tür ameliyatlarla yakından ilgilendiğini ve üniversitemizde yapıldığını söyledi. Bu tür ameliyatların çıkış noktası, yapılan her tür diyete rağmen bireylerin büyük çoğunluğunun 2 yıl içinde, hem de %10 daha fazla olarak, verdiği kiloları geri almaları. Bakınız uyarıyorum, diyetle kilo kontrolü olmaz! Sağlıklı beslenerek kilo kontrolü ve sağlıklı yaşam elde edilebilir. Sevgili meslektaşıma verdiği değerli bilgiler için çok teşekkür ederim.
Günümüzde genel sağlık konusunda en önemli konu egzersiz ve beslenme. Çünkü modern yaşam şekli bizleri hem daha hareketsiz hem de daha sağlıksız beslenmeye itiyor. Benim çocukluğumda, Akhisar’da doktor büyüklerimiz, hastayı muayene eder, tanısını koyar, ilaçlarını reçeteye yazar ve arkasını çevirip oraya da neler yenmeli nelere dikkat edilmeli onları not alırdı. Eski hekimlik buna değer verirdi. Sonra aradan geçen 30 yılda tıp bu tür uygulamalardan uzaklaştı. Benim görüşüme göre bu konular yine gündeme gelecek ve önem kazanacak. Kazanmalı da…
Uluslar arası yayınlarda sağlıklı beslenme ve egzersiz üzerinde çok duruluyor. Sağlıklı beslenme ile ilgili ben sizlere bu sayfa aracılığı ile sık sık uyarılar ve pratik bilgiler vermeye çalışıyorum. Egzersiz olarak her gün 10.000 adım öneriliyor. Bunu üzerine geçen gün kliniğimizin bulunduğu yeni hastane binasının 8. Katından yürüyerek indim ve basamakları saydım. Her kat 25’ten 8 kat 200 basamak, yani adım. Hadi inmesini hallettik, ama isteseniz de 8 katı çıkamazsınız, nefesiniz kesilir. Ayrıca yapsanız da etti 400 adım. Kaldı 9600 adım. Şunu anlatmaya çalışıyorum. Günlük modern yaşamda merdiven kullanarak, işe yürüyerek filan yeterli egzersiz yapılması mümkün değil. Demek ki günümüz koşullarında her gün en az yarım saat tempolu yürüme, yavaş koşu gibi bizleri hafif terletecek bir egzersize gereksinim var.
Evet gelelim keyifli konulara… Geçen hafta söylemiştim, Manisaspor havasını buluyor. Ancak benim en korktuğum şeylerden biri rehavettir. Zor bir lig bizi bekliyor. Ligin henüz başı. Geçen sezon ilk haftalarda Diyarbakırspor ilk 3-4’ün içindeydi ama ligten düştü. Onun için bizim puan kayıplarımız hiç önemli değil. Önemli olan bundan sonra bu yakalanan başarı çizgisinin korunması.
Pazartesi akşamı da Fenerbahçe maçını Fenerbahçe Derneğinde seyrettim. En son Şampiyonlar liginden elendiğimiz maçı, rahmetli Ahmet abi ve editörümüz Levent bey ve Tufan ile birlikte seyretmiştim orada. Okuyanlar hatırlar, ortamı da çok beğenmiş ve methetmiştim. Bu hafta aç gittiğim için yemek de yedim. Müthiş güzel ve lezzetliydi. Ortam yine güzel ve keyifli. Gençlerin arkadaşları ile rahatça gidebildikleri çok güzel bir mekan olmuş. Serkan’a da özellikle teşekkür ettim. Hafta sonu kızımı Bornova Forum’a götürdüm ve orada aynı yemeği yemiştim. İnanın dün akşamki daha lezzetliydi veya yanındaki alt gol sayesinde bana öyle geldi.
Sağlıkta Gündem’i okuyun, sağlıklı yaşayın.

CBÜ Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Uzmanı Doç.Dr.Aslan SAKARYA: Şişmanlık İçin Yapılan Ameliyatlar Başarılıdır, Ancak Mucize Beklemeyin!

Obezite/şişmanlık ne demek?

Şişmanlık ideal vücut ağırlığına göre kişinin kilo fazlası olması ve bu fazla kilonun yağ dokusundan oluşmasıdır. Obezite yani şişmanlığa bağlı yandaş hastalıkların gelişmesi durumunda morbid obezite söz konusu olmaktadır. Obezite gelişmesindeki temel mekanizma alınan kaloriler ile harcanan kaloriler arasındaki uyumsuzluktur. İhtiyaçtan fazla kalori almak ve bunu yakmamak şişmanlık gelişmesindeki temel olaydır.

İnsan kaç kiloysa şişman kabul ediliyor?

Genelde ideal vücut ağırlığını Vandervael formülü dediğimiz bir denklemle hesaplarız:
Erkeklerde 50 kg + ( Boy – 150 cm ) X 0.7
Kadınlarda 50 kg + ( Boy – 150 cm ) X 0.6
Ancak biz obezitede sınıflandırmayı daha çok vücut kitle indeksi dediğimiz bir formüle göre yapmaktayız. Bu da kg olarak vücut ağırlığının metrekare olarak vücut yüzeyine bölünmesi ile elde edilir. 19 ile 26 arasındaki rakamlar normal olarak kabul edilir. 28–35 arası orta derecede, 36-40 arası ciddi derecede, 40 ve üstü aşırı obez olarak kabul edilmektedir.

Obezite Hayatı Nasıl Etkiler?

Obezite insan hayatını ciddi şekilde etkilemektedir. Şişmanlığa bağlı gelişen yandaş hastalıklar var demiştik. Gruplarsak;
1.Metabolik komplikasyonlar: Şeker hastalığı gelişimi, lipid ve kolestrolün yükselmesi, yüksek tansiyon gelişmesi
2.Karın içi basıncın artmasına bağlı gelişen komplikasyonlar: Bayanlarda stres inkontinans dediğimiz idrar kaçırma, gebelerde preeklampsi dediğimiz durum, mide içeriğinin yemek borusuna geri kaçması dediğimiz reflü hastalığı
3.Solunum sistemiyle ilgili: Az ve yüzeyel nefes alma sonucu vücut oksijen miktarının düşük seviyelerde seyretmesi, uyku apnesi dediğimiz uyurken aralıklı olarak nefes alımının durması
4.Kalp ve damar sisteminde: koroner arter hastalığı, kalp yetmezliği, damar tıkanıklığı, bacak toplar damarlarında pıhtı oluşması
5.Eklemlerde özellikle bacak eklemlerinde ağırlığa bağlı olarak gelişen artroz dediğimiz eklemin bozulması
6.Kalın barsak ve meme kanseri oranlarının bu hastalarda normal kişilere göre daha yüksek oranlarda bulunması
7.Hormanal durumun etkilenmesi sonucu kadınlarda adet gecikmesi, düzensiz olması veya adet görememe. Erkeklerde cinsel fonksiyonlarda bozukluklar ve sperm sayısının azalması
8.Psikolojik olarak hastanın şişmanladıkça çevresinden kaçınması, daha fazla yemesi ve bunun sonucu olarak kısır döngüye girerek daha fazla kilo alması


Obezitede cerrahi tedavi yöntemleri nelerdir?

Öncelikle liposuction (liposakşın) dediğimiz yağların emilmesi ameliyatını bu grup ameliyatlar arasında saymadığımızı belirtmeliyiz. Liposuction bölgesel yağ fazlalıkları için uygulanan şekil verdirici bir ameliyattır. Bizim burada bahsettiğimiz ise genel vücut şişmanlığına yönelik ameliyatlardır.
Şişmanlık için başlıca 2 grup ameliyattan bahsedebiliriz
1.Gıda alımını kısıtlayıcı ameliyatlar
2.Alınan gıdanın emilimini azaltan ameliyatlar.
Çok değişik yöntemler olmasına karşın günümüzde 1. grup içinde mide balonu uygulaması, mide kelepçesi uygulaması, gastroplasti dediğimiz mide hacminin daraltılması, sleeve gastrektomi dediğimiz ince tüp gibi bir mide oluşturulması, Roux-en–Y gastrik bypass uygulaması. 2. grup içinde ise birbirine benzer yöntemler olan Duodenal switch ve Scapinaro ameliyatları sayılabilir.

Hocam bu değerli bilgiler biraz kafamızı karıştırdı. Kısaca şişmanlık ameliyatları kilo vermeye nasıl yardım ediyor?

Hastaların öncelikle şunu anlamaları gerekmektedir. Bu ameliyatlar mucize değildir. Ameliyattan sonra mutlaka bizim verdiğimiz diyet ve egzersiz programlarını uygulamak gerekmektedir. Yani ameliyat, diyet, spor ayrılmaz bir bütündür. Örnek vermek gerekirse, mide kelepçesi taktığımız bir hastaya daha çok katı gıdalarla beslenmesini öneririz ancak hasta kalorisi yüksek sıvı ve yumuşak gıdalarla beslenirse gıdalar kelepçenin üstünde kalan midenin küçük bölgesinden kolaylıkla alttaki büyük bölüme geçecek, bunun sonucu olarak hastada tokluk hissi oluşmayacak ve kilo kaybetmeyi bırakın bu tip beslenmeye devam ederse kilo bile alacaktır.

Kime hangi ameliyat?

Her tip ameliyat her hastaya uygun olmamaktadır. Hastanın beslenme alışkanlıklarını çok iyi değerlendirmek gerekmektedir. Fazla miktarda yemek yeme alışkanlığı olan hastalara kısıtlayıcı ameliyat, fazla miktarda yemek yemeyen ancak miktar az olmasına karşın kalorisi yüksek gıdalarla beslenen hastalara da emilimi azaltan ameliyat yapmak gerekmektedir.
Ameliyatların teknik detaylarına isterseniz burada girmeyelim ancak şunu söyleyelim, kısıtlayıcı ameliyatlar az gıda ile tokluk hissi yaratarak az kalori almanızı, emilimi azaltıcı ameliyatlar ise alınan gıdaların belli oranda emilmesini engelleyerek kilo verilmesini sağlar.

Önce ameliyat mı, yoksa ameliyat öncesi yapılacaklar var mı?

Öncelikle bu ameliyatların bir ekip işi olduğunu belirtmek durumundayız. Ekipte cerrah, endokrinoloji uzmanı, psikiyatri uzmanı, diyetisyen ve plastik cerrah yer almalıdır. Ameliyat öncesi hastanın tüm vücut taraması yapılır bunun içinde hormonal kökenli bir şişmanlığın olup olmadığı çok önemlidir. Örneğin tiroid bezinin az çalışması ya da çalışmaması söz konusu ise metabolizma yavaşladığı için kişi kilo alır. Böyle bir hastada ameliyata gerek yoktur. Gerekli tiroid hormonları hastaya verilerek metabolizma normale döndürülür ve hasta yavaşta olsa normal kilosuna geri döner. Böbrek üstü bezlerinin çeşitli hastalıklarına bağlı kilo alımı da olabilir. Bunların taramalarının yapılıp Endokrinoloji uzmanınca değerlendirilmesi gerekir. Hastanın diyetisyen tarafından beslenme alışkanlıklarının ve daha önce yapmış olduğu diyetlerin analizi önemli bir faktördür. Psikiyatri uzmanınca hastada aktif psikiyatrik hastalık olup olmadığı ve ameliyat sonrası takip ve diyet + egzersiz programına uyum sağlamakta ne kadar istekli olup olmadığı saptanır. Ayrıca gerekirse kalp uzmanları ve solunum hastalıkları uzmanınca hastanın kalp damar ve solunum sistemleri değerlendirilir. Hasta en son hastayı ameliyatta uyutacak olan Anesteziyoloyi uzmanı tarafından riskleri açısından değerlendirilir.
Tüm bunlardan sonra hasta ile son bir görüşme yapılır ve ameliyat kararı ve ne tip ameliyat gerektiği hastaya anlatılır. Tercihan ameliyat için 1-2 ay sonra yeniden bir görüşme yapılarak hastanın ameliyatı gerçekten isteyip istemediği değerlendirilip son karar verilir.

Bu ameliyatları kim yapıyor?

Elbetteki bu ameliyatların bu konuda eğitim almış cerrahlar tarafından yapılması uygundur. Ülkemizdeki obezite cerrahi derneği tarafından da sertifikasyon konusunda çalışmalar yapılmaktadır.

Bu ameliyatlar kapalı/anahtar deliğinden yapılabiliyor mu?

Ameliyatlar açık yöntemle yapılabildiği gibi kapalı yöntem dediğimiz laparoskopik yöntemle yapılabilmektedir. Ancak burada cerrahın ileri laparoskopik yöntemlerde de deneyimli olması gerekmektedir.

Obezite cerrahisinin riskleri nelerdir?

Tüm cerrahi girişimlerde olduğu gibi bu ameliyatlarında belli oranda komplikasyon gelişme ve hatta ölüm riski vardır. Ancak bu oranlar takdir edersiniz ki normal kilosu olan hastalara göre çok daha fazladır. Örnek verirsek ameliyat yerinde iltihap gelişmesi yada açık cerrahi uygulanmışsa kesi yeri fıtığı gelişme riski normal kilolu hastalara göre daha yüksektir. Ayrıca bacak toplardamarlarında ameliyat sonrası pıhtı gelişmesi ve bu pıhtının akciğer damarlarına gitmesi sonucu pulmoner emboli dediğimiz ölümcül olabilen solunum yetmezliği tablosu gelişebilir. Ancak bunu önlemek için ameliyat sırası ve sonrası kanı sulandıran ilaçlar ve bacak kan akımının geri dönüşü ve kanın bacaklarda göllenmesini önlemek için bacak pompaları kullanmaktayız.
Bu arada eğer ameliyatta protez kullandıysak, örneğin mide kelepçesi uyguladıysak buna özgü komplikasyonlar gelişebilir. Bir örnek vermek gerekirse kelepçe fazla sıkılırsa mide duvarında nekroz dediğimiz doku kaybına ve gıdaların karın içine akması sonucu peritonit dediğimiz karın içi iltihabına neden olabilir. Ya da kelepçe iyi tesbit edilmezse yerinden kayar ve işe yaramaz hale gelebilir.
Emilimin azaltlığı ameliyatlardan sonra kalsiyum, demir, yağda eriyen A , D, E ve K vitaminlerinin eksikliği görülebilmektedir. Hastaların rutin izlemleri sonucu bu eksiklikler muhakkak yerine konmalıdır

Hangi durumlarda ve kimlere cerrahi uygulamak gerekir?

Hastaları ameliyat etmek için belli kriterlerimiz var. Bunlar Amerika ve Avrupa Obezite cerrahi derneklerinin ortak kriterleridir.
1.Vücut kitle indeksinin (VKİ) 40’ın üzerinde olması
2.Vücut kitle indeksinin 35–40 arasında olması durumunda aşağıdaki yandaş hastalıklardan en az birisinin hastada bulunması
a.Diyabet (Şeker hastalığı)
b.Yüksek tansiyon
c.Eklem bozukluğu gelişmesi
d.Sosyal durumda aşırı kısıtlanma
3.14-79 yaş arasında bulunmak
4.Diyet, spor, ilaç, davranış düzenlenmesi gibi tıbbi yöntemlerle 2 yıl içinde sonuç alamamak
5.Tıbbi yöntemlerle kilo kaybına karşın bu kiloları 2 yıl içinde geri almak
6.Cerrahi riski kabul edilebilir düzeyde olmak ve ameliyat sonrası programa uyabilecek kriterlerde olmak.

Obezite cerrahisi hangi durumlardaki hastalara uygulanmaz?

Bunlara da kontrendikasyon demekteyiz.

1.Hormonal nedenli obezite
2.Aktif psikopatolojik hastalıklar
3.Psikolojik dengesizlik
4.14 yaşından küçük olmak ya da 79 yaşından büyük olmak
5.Büyük hiatus hernileri (Mide fıtığı)
6.Mide barsak sisteminin inflamatuar hastalıkları (Crohn, kolitis ülseroza)
7.Gebelik
8.Organ yetmezlikleri
9.Enfeksiyonu olan yada enfeksiyon gelişme riski yüksek olan hastalar


Aşırı kilo vermeden sonra oluşan sarkmaları da düzeltiyor musunuz?

Ekip çalışması önemli demiştik ve ekibin içinde plastik cerrahın olması gerektiğini belirtmiştik. Bu ameliyatlarda amaç kilo kaybı olduğu kadar hastanın estetik bir vücut yapısınada kavuşmasıdır. Ameliyattaki amacımız yaklaşık 1.5 ila 2 yıl içinde hastanın fazla kilosunun ortalama %70’ini kaybetmesi ve bu kilo kaybını korumasıdır. Doğaldır ki kilo kaybıyla vücutta sarkmalar oluşacaktır. Tüm bunlara karşın plastik cerrahi tarafından gerekli ameliyatlar yapılmaktadır.