Sayfalar

27 Eylül 2010 Pazartesi

CBÜ Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Uzmanı Yrd.Doç.Dr.Göktuğ Seymenoğlu: SARI NOKTAya DİKKAT!

Halk arasında “Sarı Nokta Hastalığı” olarak bilinen “ Makula Dejenerasyonu” nedir?
Sarı Nokta Hastalığı ya da Yaşa Bağlı Makula Dejeneresyonu olarak ta isimlendirilen hastalık gözün görme merkezinin tahribata uğramasıdır. 60 yaş üzerindekilerde görme kaybının en sık sebeplerinden birisidir. Retina, gözün arka kısmını kaplayan sinir tabakasına verilen isimdir. Bu hastalık gözün arka kısmında yer alan retinanın GÖRME MERKEZİNİ tutan bir hastalıktır. Görme zamanla kademeli olarak azalır ve merkez karanlık bir odak haline gelir. Merkez çevresindeki retina dokusu sağlam olduğundan hastalarda tam bir körlük hiçbir zaman oluşmaz, ancak bu durum yani hastanın baktığı noktayı seçememesi hastanın hayat kalitesini olumsuz yönde etkiler.

Sarı Nokta Hastalığının belirtileri nelerdir?
Hastalık ilk etapta ciddi belirtiler vermeyebilir. Bu sebeple periyodik muayeneler hastalığın teşhisinde çok önemlidir. Başlangıçta uzaktaki ve yakındaki cisimler eğri olarak görülür, görme alanının merkezinde siyah bir odak meydana gelir, aynı zamanda karanlıkta görme bozulur. Hastalığın ilk etapta rastlanan belirtileri cisimleri çarpık görme, cisimleri küçük görme ve bakılan hedef alanda koyu bir leke görmedir.
Kişinin günlük hayatı büyük ölçüde etkilenir, araba kullanma ve okuma gibi aktiviteler yapılamaz olur. Merkezi görmeyi azaltsa da, çevre görme etkilenmez. Örneğin; saate bakıldığında saatin dış kısmı, çevresi görülebildiği halde, saatin kendisi görülemez ve kaç olduğu anlaşılamaz. Çünkü merkezi görme bozulmuştur.

Sarı Nokta Hastalığının nedenleri nedir?
En önemli neden ileri yaştır. 65 yaşından sonra görülme sıklığı belirgin olarak artar.

Sarı Nokta Hastalığında risk faktörleri nelerdir?
En önemli risk faktörleri beyaz ırk, sigara kullanımı, yüksek tansiyon olması, şişmanlık, kolesterol yüksekliği ve güneş ışığına daha fazla maruz kalmadır.

Sarı Nokta hastalığının kaç tipi var, açıklar mısınız?
Hastalığın “YAŞ TİP” ve “KURU TİP” olmak üzere 2 tipi vardır. KURU TİP, retina tabakaları altına metabolik maddelerin birikmesiyle oluşur. Daha yavaş ilerler ve uzun sürede görme azalmasına yol açar. YAŞ TİP ise hasta bölgede oluşan bozuk damarların retinada sızıntı ve kanama yapmasıyla oluşur. Bu tip, ani görme kaybına yol açabilir. Kuru tipe oranla sıklığı daha azdır fakat ciddi görme kaybı gelişen hasta grubunun %80’nini oluşturur.

Sarı Nokta Hastalığı nasıl tedavi edilir?
Daha önce hastalığı durduracak ya da tedavi edecek hiçbir yöntem olmadığı halde uzun yıllardır devam eden çalışmalar neticesinde 2000 yılından itibaren bu hastalık Fotodinamik Tedavi adı verilen bir çeşit lazerle tedavi edilmeye başlanmıştır. Son yıllarda göz içine enjeksiyonla uygulanan, damar büyüme faktörünü bloke eden özel bir ilaç olan anti-VEGF kullanılmaktadır. Günümüzde bu iki tedavi kombine olarak ta kullanılabilmektedir.

Göz içi enjeksiyonu görme kalitesini nasıl artırıyor?
Göz içine enjekte edilen ilaç retinadaki yeni damar oluşumunu önlüyor ve buradaki ödem adını verdiğimiz sıvı birikimine engel oluyor. Bu mekanizma ile retinanın merkezinde hasar meydana gelmesi engellenmiş oluyor.

Enjeksiyon bir kere mi yapılıyor yoksa birkaç seans gerekiyor mu?
İlk 3 enjeksiyon 4-6 hafta ara ile mutlaka yapılıyor. Daha sonra retina tomografisi (optik kohorens tomografi) adı verilen film çekilerek, bu filmdeki bulgular, muayene sırasındaki bulgular ve hastanın görme düzeyi baz alınarak ilave enjeksiyon gereksinimine karar veriliyor. Bazı hastalarda 3 enjeksiyon yeterli olurken bazı hastalarda ise nadirde olsa enjeksiyon sayısı 12’ye kadar çıkabiliyor.

Başarı oranları nasıl?
Bu hastalıkta belli bir başarı oranı vermek pek mümkün değil, çünkü başarı hastanın başvuru anındaki görme keskinliği, hastalığın başlangıcından itibaren geçen süre, retinadaki lezyonun büyüklüğü, tedavide kullanılan ilacın cinsi vb. birçok faktöre göre değişiyor.

Ne zaman doktora başvurmak lazım?
Özellikle 60 yaşın üzerindeki hastalar merkezi görmelerinde azalma, çarpık-küçük görme gibi belirtilerle karşılaştıklarında hiç vakit kaybetmeden 1-2 gün içerisinde göz doktoruna başvurmalıdırlar.

Tedavi edilmezse ne olur?
Bu hastalarda tam bir körlük hiçbir zaman oluşmaz, ancak merkezi görme bozulurken çevresel görme korunur. Bir örnek vermek gerekirse; saate bakıldığında saatin dış kısmı, çevresi görülebildiği halde, saatin kendisi görülemez ve kaç olduğu anlaşılamaz. Çünkü merkezi görme bozulmuştur.

Beslenmenin etkisi var mı?
Retinaya sarı rengini veren pigmentlere karotenoidler adı verilmektedir. İnsanlarda bu pigmentler vücutta yapılamadıkları için diyetle dışarıdan alınmaları gerekir. Bu pigmentler güneşten gelen bazı zararlı ışınları emerek retinaya hasar vermesini önlerler. Bu pigmentlerin en çok bulunduğu besinler ıspanak, brokoli, mısır ve koyu renkli yeşil sebzelerdir.
Yapılan son çalışmaların ışığında C ve E vitaminlerinin sarı nokta hastalığının tedavisinde etkili bulunmamışlardır.
Diyetle alınan Çinko ve Doymamış Yağ Asitlerinin (özellikle Omega 3) sarı nokta hastalığında koruyucu etkileri olduğu bulunmuştur. Haftada en az 1 kez balık tüketiminin erken ve geç dönem sarı nokta hastalığından koruyucu etkisi vardır.