Sayfalar

14 Nisan 2010 Çarşamba

Editör Yazısı: Kalp Krizi Hala En yüksek Ölüm Nedeni!

Sevgili Manisalı hemşerilerim,
Sağlığımızı korumak ve sağlıklı yaşayabilmek için yıllar içinde edindiğim deneyimlerimi sizlere aktarmaya çalışıyorum. Bunların en başında kalbimizi korumak ve ona iyi bakmak olmalı. Biliyoruz ki günümüzde en sık ölüme kalp hastalıkları yol açmakta; özellikle de bizim bölgemizde. Bu hafta “Kalp haftası” olmasını fırsat bilerek sizlere bu konuda bilgi vereceğim. Üniversitemiz kardiyoloji uzmanlarından Prof.Dr.Hakan Tıkız, kalp sağlığı nasıl korunmalı, risk faktörleri nelerdir konularında sorularımı yanıtladı. Merak edilen sorulara oldukça net yanıtlar verdiği için çok teşekkür ediyorum. Yine üniversitemizden bu kez kalp-damar cerrahı Prof.Dr.Hayrettin Şirin; kalp krizi sırasında neler yapabiliriz ve kalp ameliyatı ile ilgili bilgiler verdi.
Geçen yıl 48 yaşında çok sevdiğim kuzenimi ve biricik babamı bu hastalık nedeniyle aniden kaybettim. Daha öncede dayımı bu şekilde yitirmiştim. Söylemeye çalıştığım şu: bu bölgede yaşayanlar olarak hepimiz risk altındayız. Ben de gördüğünüz gibi kötü bir genetik mirasa sahibim. Ne yapacağınızı anlatacağıma ne yaptığımı anlatayım sizlere. Önce kendime bir kalp doktoru buldum; sevgili Hakan Tıkız. Ardından onun önerilerini dinlemeye başladım. Hemen hastane diyetisyenine gittim. 10 yıldır iştahımın %30-35’i ile yaşıyorum. Kilomu korumaya özen gösteriyorum. Ne kadar diyet yapsam da kötü kolesterolüm düşmediği için de yaklaşık 3 yıldır kolesterol düşürücü ilaçlar kullanıyorum; yine meslektaşımın önerisiyle. “Hem risk grubundasın hem de kötü kolesterolün yüksek, buna rağmen sigara içmen intihar etmen demek” dediği için geçen yıl içinde de sigarayı bıraktım. Canım sıkıldığında ya bahçe işleri ile uğraşıyorum ya da motoruma biniyorum, yani ruhumu dinlendiriyorum. Bazen de Türk Sanat Müziği dinliyorum. Yine de ne kadar yaşarız kimse bilmiyor, bilemez de. Biz üzerimize düşeni yapalım da… İşte böyle sevgili okuyucularım, sizlere de bunları öneriyorum. Uzmanlarımızın görüşleri de aşağıda. Hatta devlet hastanesi diyetisyeni sayın Teslime Bilgin hanımefendiden de sizlere beslenme önerileri yazmasını rica ettim, beni kırmadılar çok teşekkür ederim. Bu önerilere uyarsanız kalbinize iyi gelir.
Beslenme konusunda genel önerilerimi de aktarayım sizlere. Öncelikle doğal beslenmeye dikkat etmeliyiz. Pakette ki her şeyden uzak durmaya çalışınız. Bakmayın “kalbe dost” “terayağ tadında” yazan kutulara. Siz bol zeytinyağı ve doğal beslenmiş hayvan sütünden yapılan, ama az miktarda tüketeceğiniz doğal tereyağı tüketin. Midenizin üçte birini suya, üçte birini yemeğe ve içte birini de havaya ayırınız. Gün boyunca sağlıklı besleniniz ancak güneş battıktan sonra yemeği bırakınız ve yine gündüz saatlerinde en az 2,5-3 litre su tüketiniz.
Bana prostat için muayeneye gelenlere hemen soruyorum “hiç genel sağlık kontrolünden geçtiniz mi?” diye. Branşım, üroloji açısından cinsel güçsüzlük, isteksizlik yaşayanlara önerim önce bir kalp muayenesi olunuz. Kan yağlarınızı, şekerinizi, tansiyonunuzu ölçtürünüz. Çünkü kalp hastalığının ilk bulgusu bazen cinsel güçsüzlük olabiliyor. Bu şekilde uyardığım ve inat ettiğim, ardından da anjio ve hatta kalp ameliyatı olarak hala yaşayan çok sayıda hastam var. Eğer beni dinlemeseydiler şimdi aramızda olmayabilirlerdi. Özellikle genç yaşta geçirilen kalp krizleri ölümcül oluyor, dikkat ediniz.
Sonuçta Sağlıkta Gündem’i okuyun sağlıklı olun.

Celal Bayar Üniversitesi, Tıp Fakültesi Kardiyoloji Uzmanı Prof.Dr.Hakan Tıkız: Kalp sağlığında sigaranın yeri yok; az alkole de lafım yok!

Kimler kalp sağlığı açısından risk altındadır?
Risk faktörlerini bireysel olanlar (değişemez) ve bireysel olmayan (değiştirilebilir) faktörler şeklinde iki ana grupta toplayabiliriz. Değiştirilemez risk faktörleri erkeklerde 45, kadınlarda 55 yaşın üstünde olmak veya erken menopoz; erkek olmak ve birinci derece erkek akrabalarında 55 yaşın altında kalp krizi veya ani ölüm olması olarak sayabilirim. 1. derece kadın akrabalarında ise 65 yaşın altında kalp krizi veya ani ölüm olması riski artırır. 20-34 yaşları arası Koroner Arter Hastalıklarından ölüm erkeklerde kadınlardan 3 kat daha fazla olmasına rağmen ileri yaşlarda bu oran gittikçe azalmaktadır.
Değiştirilebilir risk faktörleri ise stres, sigara, hipertansiyon, hiperlipidemisi olan bireyler (kan kolesterolu 200 mg/dl üzerinde kan trigliseridi 150 mg/dl üzerinde olan bireyler), şeker hastalığı, şişmanlık, fiziksel aktivite eksikliği, durağan yaşam tarzıdır. Sigara dışında bu sayılanlar son yıllarda ”Metabolik Sendrom” adı verilen ve gerçekten kardiyovasküler hastalık ve ölüm riskini arttırdığı gösterilmiş ve bir arada sıklıkla bulunabilen risk faktörleridir.

Kalp hastalıkları erkek ve kadınlar arasında farklılık gösteriyor mu?
Yukarıda sayılan hastalıklar açısında çok büyük bir farklılık yoktur. Ancak kalp krizi gibi damar hastalıkları kadınlarda erkeklere oranla 10 yıl daha geç ortaya çıkar. Ayrıca 20-34 yaşları arası koroner arter hastalıklarından ölüm, erkeklerde kadınlardan 3 kat daha fazla olmakla birlikte yaşla birlikte bu oran gittikçe azalmaktadır.

Kadınlarda doğumun kalp sağlığı üzerine etkisi var mı?
Doğumların kalp sağlığı üzerinde ciddi bir etkisi yoktur. Ancak mevcut kalp hastalıkları daha da ağırlaşabilir.

Doğum kontrol hapları kalbi etkiler mi?
Doğum kontrol haplarının içerisinde bulunan “Östrogen” hormonu kan pıhtılaşma faktörlerin karaciğerden salınımını arttırarak tromboembolik olay riskini arttırırlar. Bu tür emboli öyküsü olanların doğum kontrol haplarını kullanmaları önerilmez.

Günlük aspirin içmek kalp sağlığına etkili mi?
Normal bireylerde aspirin kullanımının ömrü uzattığı ya da kardiyovasküler olay riskini azalttığı gösterilememiştir. Günümüzde 2 ve daha fazla kardiyak risk faktörü olan bireylerde ve saptanmış kalp damar hastalığı bulunanlarda kullanılması (100-300 mg dozlarında) önerilmektedir.

Her gün alkol almak kalp sağlığını bozuyor mu?
Çok yakın bir zamanda yayınlanan 2 çalışmada orta düzeyde alkol tüketiminin (25 g/gün) kalp ve damar hastalığına yakalanma riskini yaklaşık % 30 oranında azalttığını gösterilmiştir. Ancak alınan alkol miktarının artması bu olumlu etkileri yok etmekte ve özellikle hipertansiyon, pıhtılaşma bozuklukları ve felç riskinde artış görülmektedir.
Ya sigara….
Sigara tüm önlenebilir ölümlerin % 50’sinden sorumludur. Bunların yarısı da kardiyovasküler nedenlidir ve içilen günlük sigara miktarına ve kullanılma süresine bağlı olarak zararlı etkileri değişmekle beraber, kadınlar üzerindeki zararlı etkisi daha fazladır. Sigarayı bırakanlarda risk, 3 yılda, hiç sigara içmemiş bir kişinin düzeyine düşmektedir. Özetle sigara sadece kalp için değil akciğerler, tüm damar hastalıkları, inme ve birçok kanser için alt yapı oluşturması nedeniyle son derece zararlı bir alışkanlıktır.

Kalp Sağlığımızı korumak için yapmamız gerekenleri sıralar mısınız?
•Düzenli egzersiz; Haftada en az 4 gün düzenli olarak, yarım saati aşan sürelerde, hızlı yürüme, merdiven çıkma, yüzme, bisiklete binme, dans etme ve benzeri, orta şiddette, büyük kas gruplarının ardı sıra kasılıp gevşemesini sağlayacak şekilde.
•İdeal kiloya inme ve meyve-sebze, balık ve tavuk eti ağırlıklı beslenme, haftada en fazla 1-2 yumurta tüketmek, sofrada ek tuz ekmekten kaçınmak. Kızartmalar yerine ızgara ve buğulama tercih edilmeli, kırmızı et haftada 1 kez tüketilmeli ve sakatattan kaçınılmalı.
•Yüksek tansiyon ve şeker kontrolde olmalı
•Kolesterol ölçümlerini 40 yaşından sonra yakın takip etmek ve kötü huylu kolesterolü (LDL- Kolesterol) 100-130 mg/dl aralığında tutmak. Eğer kişide saptanmış kalp damar hastalığı mevcut ise bu değer 100 mg/dl altında olmalı.
•Sigarayı kesinlikle hemen bırakmalıdır
•Eğer kulanılmak isteniyorsa kırmızı şarap başta olmak üzere günde 1 bardak alkol,
•Mümkün olduğu kadar stresten kaçınmak ve düzenli uyku,
•Aile öyküsü olanlarda çok daha yakın takip gereklidir

Manisa Devlet Hastanesi Diyetisyeni Teslime Bilgin'den Kalp Hastalarına Öneriler

By-pass veya kalp krizi geçirenlerin ameliyattan önce beslenme konusunda nelere dikkat etmesi gerekir?
By-pass veya kalp krizi geçiren hastalar ameliyattan 12 saat öncesine kadar yağsız, sindirimi kolay, kalbi fazla yormayacak şekilde beslenmelidir. Bu dönemde az yağlı süt, yoğurt ,et ve az yağlı peynirler, az yağlı sebze yemekleri,yağsız salatalar, çorbalar, kepekli ekmek ve bitki çayları tüketilebilir. Ameliyattan sonra ise hastanın durumuna göre ilk 1 veya 2 gün hafif ve sulu gıdalar tüketip takip eden günlerde yanlış olan beslenme alışkanlıkları değiştirilip yeni bir beslenme tarzı geliştirilmelidir. Kalp sağlığını korumanın temeli Akdeniz diyeti diye tabir edilen zeytinyağı ve sebze yemekleri ağırlıklı olan beslenme şeklidir.
Bu hastalar bundan sonraki yaşamlarında nasıl beslenmeliler?
*Kişi boyuna ve yaşına göre uygun ağırlıkta olmalıdır.
*Öğün sayısı arttırılmalı, 4-6 öğün olarak beslenmelidir.
*Ara öğünlerde meyve, ayran gibi yiyecek ve içecekler tüketilmelidir.
*Sebze yemekleri zeytinyağı ile pişirilmeli,1kg sebzeye 2y.k.dan fazla yağ kullanılmamalıdır.
*Diyette posa miktarını arttırmak kolesterol yapımını azaltır. Bu nedenle her öğünde sebze yemeği ve salata tüketilmeye dikkat edilmelidir.
*Ekmek mutlaka kepekli olmalıdır.
*Günde en az 2-4 porsiyon meyve tüketilmelidir.
*Haftada 2 gün kurubaklagiller(kuru fasulye, nohut, mercimek)tüketilmelidir.
*Fazla kahve tüketimi kolesterolü yükseltir ve kalbi yorar bu nedenle günde 1fincandan fazla tüketilmemelidir.
*Yeşil çay kötü kolesterol diye tabir edilen LDLyi düşürür, bu nedenle günde 1-2 fincan tüketilebilir.
*Tuz tüketimi azaltılmalıdır. Günde 1 çay kaşığından fazla tuz kullanılmamalıdır.
*Ca minerali kolesterol ve trigliserit düzeyini azaltır, günde 3 su bardağı az yağlı süt veya yoğurt, 50–60 gr yağsız beyaz peynir ihtiyacı karşılar.
*Fiziksel aktivite arttırılmalı, her gün yarım saat fazla yorulmadan yürüyüş yapılmalıdır.
*Kek kurabiye gibi hamur işleri azaltılmalıdır.
*Etli yemeklere yağ ilave edilmemelidir.
*kızartmalardan kaçınılmalıdır.
*Yağlı et, peynir, süt, yoğurt tüketilmemeli.
*Sakatatlar(karaciğer, dil, dalak, işkembe vb.)tüketilmemeli.
*Cvit. Kolesterolü düşürür bu yüzden günde 5 porsiyon taze sebze meyve tüketilmelidir.
*Avit. Kanın pıhtılaşmasını önlediği için koruyucu etki gösterir, havuç, yumurta balık iyi birer Avit. Kaynağıdır. Haftada 2 kez tüketilmesi önerilir.

Kalp hastalarımız için birörnek menü verebilir misiniz?
SABAH:
60 gr yağsız beyaz peynir. 5-6 tane tuzsuz zeytin veya 2-3 tane ceviz, 2 dilim kepekli ekmek, yeşillik, domates, salatalık vb. Taze sıkılmış meyve suyu, bitki çayları.
ARA: Meyve
ÖĞLE:
3 ızgara köfte, 4–5 kaşık sebze yemeği, 1 kase çorba, 1 su bardağı az yağlı yoğurt, yağsız salata, 2 dilim kepekli ekmek.
ARA: Meyve
AKŞAM:
Zeytinyağlı sebze yemeği, 4–5 kaşık pilav veya makarna, 1 su bardağı yoğurt, yağsız salata, 2 dilim ekmek.
ARA: Meyve

Celal Bayar Üniversitesi, Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof.Dr.Hayrettin Şirin: Günümüzde kalp ameliyatı rutin bir operasyondur

Kalp krizinin belirtileri nelerdir?
Kalbi besleyen damarlardan birinin ya da birkaçının ileri derecede daralması veya tıkanması halinde bu damarların beslemekte olduğu kalp bölgesinde bir hasar ortaya çıkar. Bu olay kalp krizi olarak isimlendirilir. Kalp krizi geçirmekte olan kişi genellikle göğüs ön bölgesinde şiddetli bir ağrı hisseder. Bu ağrı sol kola veya boyna yayılabilir. Kalpteki hasarın yeri ve büyüklüğüne bağlı olarak kalpte atım düzensizlikleri veya tansiyon değişiklikleri de ortaya çıkabilir. Hasta çarpıntı hissedebilir, bazen bayılma görülür. Kalpteki hasarın büyüklüğüne göre ani ölüm ile hastanın kısa bir süre içinde kaybedilmesi de mümkündür.
Ülkemizde ve dünyada koroner kalp hastalığı ve buna bağlı ölümler yaygın ve ciddi bir halk sağlığı sorunu oluşturmaktadır. Asıl önemli olan, bu hastaların kalp krizi geçirmeden teşhis edilebilmesi, yani kalpteki bu koroner damar hastalığının kalpte önemli bir hasara yol açmadan önce saptanabilmesidir. Bu dönemde kalpte genellikle daralmış ama tam tıkanmamış damarlar söz konusudur ve hastalarda buna bağlı kısa süreli göğüs ağrıları ve çarpıntılar ortaya çıkabilir. Bu belirtiler genellikle kalbin kan ihtiyacının arttığı egzersiz, efor veya heyecanlanma sırasında ortaya çıkar, dinlenmeyle düzelir. Bu dönemde bize başvuran ve yapılan değerlendirmeler (koroner anjiografi) sonucu koroner damar hastalığı saptanmış hastalarda cerrahi girişim (koroner bypass) veya diğer uygun tedavilerin uygulanması, yaklaşan bir kalp krizini ve sonuçlarını önleyebilmektedir.

Kriz anında yanındakilere pratik önerileriniz var mı?
Kriz geçirmekte olan hasta dinlenme pozisyonuna alınmalı ve kısa süre içinde bir sağlık kurumuna ulaştırılmalıdır. Bu sırada su, kolonya gibi uygulamaların, hastayı öksürtmenin vb. bir yararı yoktur. Eğer şuur kaybı ve bayılma varsa başın hafif geriye ve yana dönük tutulması nefes almayı kolaylaştırır. Eğitimsiz kişilerin daha ileri düzeyde müdahalelerde bulunması zararlı da olabilir.

Kalp krizi geçiren kişinin dil altı hapı, aspirin alması veya kuvvetli öksürtülmesi faydalı mı?
Göğüs ağrısı hisseden ve kriz şüphesi olan kişilerde dil altı hap veya spreyleri kullanılması ve aspirin verilmesi yararlıdır. Öksürtmenin bir yararı yoktur.

By-pass (açık kalp ameliyatı) zor bir ameliyat mı?
Koroner kalp hastalığı olan hastaların büyük bölümünde kalp damarlarındaki, darlıklar ve tıkanıklıklar yaygındır, tek bir damarda değildir. Böyle hastaların büyük bir bölümünde cerrahi girişim yani koroner bypass gerekir. Koroner kalp hastalığının tedavisi ve kalp krizinin önlenmesinde halen en etkili yöntem koroner bypass operasyonudur. Bypass ameliyatları Kalp Cerrahisi Merkezlerinde en sık uygulanan rutin bir ameliyattır. Bu ameliyat ne hasta ne de cerrah için zor bir ameliyat değildir.

Bu ameliyattan önce hastalarımıza dikkat etmesi gereken önerileriniz var mı?
Hastalarımıza bypass ameliyatından korkmamalarını öneriyoruz. Hekimlerine ve kendilerine güvenen hastalarda en iyi sonuçları almaktayız. Koroner bypass gerektiren durumlarda ameliyatsız çözümler için ısrar edildiğinde çok daha olumsuz sonuçlar gözlemlediğimizi burada belirtmek isterim.

Ameliyat sonrası ne kadar yatırıyorsunuz?
Zamanında ve başarılı şekilde uygulanmış bir koroner bypass sonrasında hastanede kalış süresi ortalama 5-7 gündür. Kişiler genellikle operasyonun ertesi gün ayağa kalkarlar ve günlük olağan işlerini görebilir duruma gelirler.

CBÜ Hastanesinde her türlü kalp ameliyatı yapılıyor mu?
Celal Bayar Üniversitesi Kalp Merkezi’nde her türlü kalp ameliyatı başarıyla yapılmaktadır. Sonuçlarımız ulusal ve uluslararası düzeylerde oldukça iyidir.