Sayfalar

17 Mayıs 2010 Pazartesi

Normal Doğum mu Sezeryan mı?

Sevgili Manisalı hemşerilerim.
Bugün “Dünya Ebeler Günü”. Geçen hafta da ülkemizde “ebeler haftası” kutlandı. Bu vesileyle sizlere doğum hakkında bilgi vermek istiyorum. Bir günde her şeyi anlatamayacağıma göre doğum konusunda sadece bir konuyu ele aldım. Uzmanlarımıza “normal doğum mu sezeryan mı” sorusunu yönelttim. Merkez Efendi Devlet Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum uzmanı Dr.Hasan Demirel normal doğum hakkında, üniversitemizden mesai arkadaşım Doç.Dr.Tayfun Özçakır’da sezeryan hakkında sorularımı yanıtladı. Ayrıca hem kliniğimizde çalışan hemşire arkadaşlarıma hem de doğumevinde görevli ebe arkadaşlarıma doğum şekli hakkında kısa sorular sordum. Yanıtlarını orta sütunumuzda okuyabilirsiniz.
Gerek hemşire olsun gerek ebe-hemşirelerimiz çok zor şartlar altında çalışıyorlar. Ayrıca hayata daha çok genç başlıyorlar. Tecrübesizlikleri, hataları olabilir. Ama değişmeyen gerçek, çalışma şartlarının zorluğu… Eskiden yeterli hekim olmaması ve imkanların kısıtlı olması nedeniyle doğum işlevi tamamen ebelerin kontrolü altında gerçekleşirdi. Doğal olarak onorasyonu da onlara ait olurdu. Ortaokul yıllarımda Akhisar’daki kitapevinde yardım ederken babam beni “Ebe Hanım” ile tanıştırmış, kimlerin doğumlarını yaptırdığını tek tek saymıştı. Ayrıca hemen bir kahve hazırlamıştı ona. Sonuçta “saygın” bir meslek idi. Zamanla hastaneler arttı, hekim sayısı çoğaldı ve artık doğum işlemi hastane şartlarında yapılır oldu. Böyle olunca da yükü taşıyan ebelerimiz görünmez oldular. Selçikli köyünde pratisyen hekimlik yaptığım yıllarda hala oralarda köyde doğum olurdu ve ebe-hemşirelerim köylüden saygı görürdü. Gerçi hoş, geçen zamanda maalesef toplumumuz genel anlamda birbirine saygısını yitirdi... Bazen kendi vücudumuzdan, atıklarımızdan hoşlanmıyoruz. Halbuki onlar bizim en kötü, hasta halimizde her türlü çilemizi çekiyorlar. En azından bir güler yüzle “günaydın”ı, bir “teşekkür”ü esirgemeyelim onlardan.
Normal doğum, sezeryan konusuna gelirsek; ben sadece bu konuda değil her konuda “normal, doğal” yoldan yanayım. 3 yıl önce eşime de baskı yapmadım, kendisine bıraktım ama benim düşüncemin normal doğum olması yönünde olduğunu da belirttim. Doktorumuzla birlikte kendiside aynı şekilde düşündüğü için normal doğum oldu. Ben branşım gereği çok taş ağrısı çeken gördüm. Hatta ikisini de yaşayan kadın hastalarıma sorduğumda bu ağrıyı çekmektense elli kere doğururum diyenler çok oldu. Evet biliyoruz ki taş ağrısından daha hafif bir ağrı doğum ağrısı. Ama bunlardan öte sanırım kadınlar o sıradaki hormonların etkisi ile o ağrıyı hatırlamıyorlar. Hatırlanmayan şey yaşanmamıştır. Hafızalarda o mucize olayın bebek gibi bir güzelliği kalıyor sadece. Ben gözümün önünde eşimde bunu gördüm. Şimdi sorduğumda epidural anestezi ile olursa yine normal doğururum diyor. Halbuki o sıralarda bir daha kesinlikle sezeryan olurum diyordu.
Genel eğilim şu yönde; daha önce sezaryen yapanlar genelde yine sezeryanı, normal doğum yapanlar yine aynısını tercih ediyor. Ama ebelerimiz genelde normal doğumdan yana. Hekimlerimize sormadım ama her hasta için, başında 5-6 saat beklemekte kolay değil. Ortalama ayda 20 hastası olan bir hekimin hep hastanede yaşaması anlamına gelir bu. Sanırım ben de doğum uzmanı olsam sezeryandan yana tavır alırdım. Genç kızlar doğumdan korkuyorlar ve sezeryan daha iyiymiş gibi düşünüyorlar. Fakat her iki yöntemde de çocuğun sağlığı açısından bir fark yok. Sonuçta sezeryan bir ameliyat ve tuvalet sorunları veya süt gelmeme gibi problemler ve emzirme sorunları daha çok oluyor gibi geliyor bana.
Benim sizlere önerim, önce eşinizle birlikte tartışın, daha sonra hekiminize sorun. Tıbbi bir sorun yoksa ben olsam normal doğumu tercih ederdim. Yine de son karar annenindir.
Sağlıkta Gündem’i okuyun sağlıklı olun.

Merkez Efendi Devlet Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr.Hasan Demirel: Sezeryan mı, normal doğum mu?

Normal yolla doğum mu yoksa sezaryen mi önerirsiniz?
Bu soruyu önermek şeklinde değil de "normal doğum mu,sezaryen mi" şeklinde sorarsanız; doğum zamanı yaklaşan bir hamilede mutlak sezaryen şartları varsa ki mutlak ve göreceli şartlar bellidir, tabii ki sezaryen öneririm. Ancak bu şartlar, bu haller yoksa hamileyi normal doğuma bırakırım, ya da normal doğumu deneyebilirim. Bu, sezaryen endikasyonu olmayan hamilelerde mutlaka normal doğum olacak anlamına gelmemelidir. Normal doğumun seyri esnasında her an sezaryen gereği ortaya çıkabilir.

Normal doğumun sakıncalı olduğu durumlar nelerdir?
Bu soruya da normal doğumun mümkün olamayacağı haller desek daha doğru olacak sanırım. Ya da sezaryen gereken hallerin varlığına rağmen normal doğumda ısrar etmek diyebiliriz. Başlıcalarını sayacak olursak; önceki doğumun sezaryenle olmuş olması, doğum kanalının (çatı) dar olması, bebeğin sıkıntıya girmesi (fetal distress veya intauterin asfiksi), bebeğin doğum kanalına yan olarak girmeye çalışması (situs transversus), bebeğin doğum kanalına baş yerine makatı ile giriyor olması (makat geliş), bebeğin sonunun önde gelmesi (placenta previa) ve kordon sarkması gibi durumlardır.

Normal doğum kadın cinsel organında genişlemeye yol açar mı?
Normal doğum fizyolojik bir durumdur. Herhangi bir terslik olmadığı taktirde genital kanalda ya da kadın cinsel organında fizyolojik sınırlarda değişmelere yol açar. Bu da herhangi bir fonksiyon kaybı veya probleme neden olmaz. Ancak iyi idare edilmemiş normal doğumlar, ev doğumları, çok sayıda ve sık doğumlar sonrasında fizyolojik sınırlar dışına çıkılabilir ve doğum kanalında gevşemeler ve sarkmalar olabilir.

Bu genişlemeyi önlemek gerekli mi? Gerekliyse neler yapıyorsunuz?
Bir önceki sorunun cevabında belirttiğim gibi genişleme değil de, gevşeme ve sarkmaları önlemek için hastalarımıza doğumlar arası en az 2 yıl olmasını, çok doğum yapılmasının komplikasyon oranını arttıracağını, doğumların mutlaka hastanede yapılmasını, gebelik kontrollerinin ihmal edilmemesini, iyi beslenmenin önemini hatırlatıyoruz. Doğumda gerekiyorsa epizyotomi dediğimiz, doğum kanalının son kısmına yaptığımız kesi ile olası görünür ya da görünmez yırtıkları önleyerek gelecekte olabilecek gevşeme ve sarkmalardan korumayı amaçlıyoruz.

Normal doğum sırasında sorun yaşanırsa ne yapıyorsunuz?
Karşılaştığımız soruna göre değişmektedir. Sorun, doğumun bir an önce gerçekleşmesini gerektirecek türde ise derhal sezaryene başvuruyoruz. Günümüz doğum hekimliğinde forseps ve vakum ile doğumlara pek başvurulmamaktadır. Örnek verecek olursam tahmini doğum gününün bizce yeterince geçmiş olması, doğum ağrılarının yetersiz olması veya hiç olmaması vb) ise tıbbi tedavilere başvuruyoruz.

İlk kez normal doğum yapacaklara bir hekim olarak vermek istediğiniz mesaj var mı?
Öncelikle normal doğum en doğal, fizyolojik bir durumdur. Ortalama 12-14 saat sürer ve çok sabırlı olunması gerekmektedir. Başta doğum ekibi, hasta ve hasta yakınlarının hissedilen ağrıların şiddetinin kötüye gidişin yada herhangi bir hastalığın belirtisi olmadığının iyi bilinmesi gerektiğini, doğumun mutlaka bir doğum kliniğinde (hastanede) yapılmasını, hastanede kendisi ile ilgilenen görevlilerle işbirliği yapılmasının, onlara güvenmelerinin önemli olduğunu hatırlatırım.

Mini Anketimiz: Kadınlarımız Normal Doğum veya Sezeryan Hakkında Ne Düşünüyor?

Evli, genç kadınların düşünceleri:
KK, 28, Ev hanımı…
Bu konuyla ilgili binlerce makale okudum… Ama ne var ki birinin dediğini öbürü çürütüyor. Tabi ki en güzeli normal yolla olmasıdır. Ne de olsa doğal olan sağlıklıdır. Ancak ne var ki ben normal doğumu çok istememe rağmen çok da korkuyorum. Sağlık sorunlarım yüzünden de doktorlarım sezeryan öneriyorlar. O kadar karışık duygular içindeyim ki. Benimle alakası olmasa bile sezeryanla doğum yapacağım için kendimi suçlu hissediyorum.

GA, 26, İngilizce Öğretmeni:
Doğum ağrısına dayanamayacağımı düşünüyorum. Bu nedenle kesinlikle sezeryan düşünüyorum.

Annelerin düşünceleri:
DR, 38, Ebe hemşire:

Daha önce iki kez normal doğum yaptım. Artık bir daha doğum düşünmüyorum. Yine de yapacak olsam normal doğum tercih ederim.

SH, 32, Ebe hemşire:
3 doğum yaptım. Hepsini de normal yolla yaptım. Zaten ilk doğum en zoru, sonrakiler çok rahat oluyor. Hem doğum sonrası hemen ayağa kalkabiliyorsunuz ve bebeğinizle ilgilenebiliyorsunuz.

ZS, 36, Ev hanımı:
3 doğum yaptım. İlk ikisi normal yolla oldu. 3.sünde ise sezeryanla doğum yaptım. Şimdiki aklım olsa oğlumu da normal yolla doğururdum. Sonrasında hem ameliyat yeri ağrılarım oldu hem de tuvalet sorunu yaşadım.

BM, 33, Doktor:
Bir normal doğum yaptım. Doğumdan hemen sonra ikincisinde sezeryan olurum diye düşünüyordum. Ancak insan doğum ağrılarını sonradan hatırlamıyor. Bugünkü düşüncem epidural anestezi olursa yine normal doğum yönünde.

AÖ, 40, Sekreter:
Bir normal doğum yaptım. Oğlum 4 kiloydu ve doğumum çok zor oldu. Bu nedenle tekrar hamile kalsam sezeryan olsun isterdim.

RS, 33, Hemşire:
Diyabet hastası olduğum için doktorum sezaryenle doğum yaptırdı. Bir daha yapacak olsam yine sezaryen isterdim.

FŞ, 31, Hemşire:
İki defa sezeryanle doğum yaptım. Ancak her ikisi de acil idi. Bu nedenle seçme şansım yoktu. Yine de şimdi olsa tekrar sezaryen isterdim.

Manisa Doğumevinde görevli ebelerin durumu:

Yirmiüç ebemiz iki doğum yapmış. Arkadaşlarımızdan üçü ilk doğumlarını normal, ikinci doğumlarını sezeryan yapmışlar. Bir daha doğurcak olsalar epiduralli normal doğumu tercih edeceklerini söylediler.
Onüç arkadaşımız iki doğumunuda sezeryanla yapmış. Yine doğururlarsa sezeryan olacaklarını söylediler.
Yedi tane arkadaşımızın tek çocuğu var ve sezeryan olmuşlar. Bunlardan üçü yine sezeryan, dördü de epiduralli normal doğumu tercih edeceklerini söylediler.
Dokuz arkadaşımız da iki doğum yapmış, ikisini de normal doğurmuşlar, bir daha doğururlarsa gene normal doğum yapacaklarını söylediler. Bir tane ebemizin ilk çocuğu vakumla zor doğum olmuş ona rağmen gene de normal doğumu savundu.

CBÜ Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç.Dr.Tayfun Özçakır: NORMAL DOĞUM MU SEZERYAN MI?

“Sezeryan mı normal doğum mu” diyenler neye göre karar vermeli?
Tıbbi yönden bakacak olursak hem bebek hem anne açısından hangisinin daha sağlıklı olduğu, anne açısından hangisinin daha ağrısız geçtiği ve daha az yara izi bıraktığı, ve komplikasyon riskleri önemli. Ancak bu konularda kendi meslektaşlarımız arasında dahi tartışma konusu ve fikir birlikteliği yok. Genel kural olarak normal doğum yapmasına engel bir durum söz konusu olmayan anne adaylarının normal doğum yapması daha mantıklı gibi görünmekte. Zira sezeryan sonuçta bir ameliyat ve her ameliyat kendine göre bir takım riskleri de beraberinde getirmekte.
Benim kişisel görüşüme göre olayın psikolojik yönü de önemli. Anne adayı üzerinde tüm değerlendirmeler tamamlandıktan sonra doğum yaklaştığında normal doğuma tıbbi yönden bir engel bulunmuyorsa, anne adayının tercihine de saygı göstermek gerekiyor.

Daha önce vajenden ameliyat olmuş kadınlar normal doğum yapabilir mi?
Bu ne tür bir ameliyat olduğuna bağlı. Yapısal olarak doğuştan gelen problemler nedeniyle gerçekleştirilmiş operasyonlar olmuşsa veya anne adayında idrar yolları-vajina, barsak yolları-vajina arasında bizim fistül adını verdiğimiz anormal bağlantılar, kaçaklar varsa doğumu sezeryanle gerçekleştirmek gerekir.

Sezeryan olan kadınlar daha sonra normal doğum yapabiliyor mu?
Teorik olarak mümkündür. Ancak sezeryan sırasında bebeği çıkartabilmek amacıyla rahim duvarı kesildiği için sonraki gebeliklerde bu bölgenin doğum ağrıları sırasındaki gerilmelere-kasılmalara dayanamayıp yırtılma ve şiddetli kanama riski mevcut. Bu riski göze alamadığımız için önceki gebeliklerinde sezeryanla doğum yapan bayanlara takip eden gebeliklerinde de sezeryanla doğum öneriyoruz. Özellikle önceki sezeryanda rahim duvarında yapılan kesi dikey olarak yapılmışsa risk daha fazladır. Günümüzde daha çok yatay kesi tercih edilmektedir. Hangisinin uygulandığını bilebilmek için gebenin daha önceki ameliyat notunu mutlaka hekimine göstermesi gereklidir. Doğum ağrıları beklenenden önce başlamış eski sezeryanlı bazı olgularda, rahim ağzının tam açık olması nedeniyle normal doğum yaptırdığımız olgular da mevcut.

Sezeryan hangi durumlarda zorunludur?
Önceki gebeliğinde sezeryanla doğum yapanlar, bebeğin pozisyon ve duruş anormalliği, annenin çatısı dediğimiz leğen kemiği yapısı dar ise, anne karnındaki bebek sıkıntıda ise, bebeğin eşi (plasenta) anormal yerde bulunuyorsa, örneğin doğum yolunu kapatıyorsa, bebeğin kordonu doğum yoluna sarkmışsa, doğum kanalında yumuşak doku veya komşu organlara ait tıkanıklığa yol açabilecek nedenler bulunuyorsa (tümörler, kanser), annenin doğum yolunda viral enfeksiyonlar varsa bebeğe bulaşma riski nedeniyle veya annenin daha önce rahimden geçirmiş olduğu myom ameliyatı öyküsü varsa sezeryan yapmak gereklidir.

Sezeryande anne ağrı duyar mı?
Doğum gerçekten ağrılı bir olaydır. Hani bir söz vardır, “doğum sancıların mı tuttu” derler. Ancak teknoloji buna da çözüm buldu diyebiliriz. Epidural anestezi (belden uyuşturma) ile anne adaylarının çoğu doğum ağrılarını hissetmeden konforlu bir şekilde doğumu gerçekleştirmekte. Artık birçok merkezde epidural anestezi başarıyla uygulanabilmekte. Epidural anestezi sezeryan sırasında da uygulanabilmekte. Böylece anne hem bebeğini doğar doğmaz görebilmekte hem de ameliyat sonrası nispeten daha az ağrı duymakta. Ameliyat sonrasında gaz sancısı, ameliyat yerinde ağrı-hassasiyet hissetse de bu sorunlar kolayca giderilebilmektedir.

Verilen anestezinin bebeğe veya süte zararı var mı?
Eskiden yapılan birkaç çalışmada epidural anestezi sırasında verilen bazı anestezik maddelerin yeni doğan bebekte sarılık geliştirme olasılığını arttırdığına yönelik ifadeler mevcuttu. Ancak daha sonraki çalışmalar bunun doğru olmadığını gösterdi.
İkinci bir husus, özellikle genel anestezi ile yapılan sezeryanlarda bazen bebeğin doğurtulma süresi uzarsa bebekte solunum depresyonu dediğimiz geçici bir uyku hali, geç kendine gelme durumu ortaya çıkabiliyor. Bu durum da çoğunlukla geçici bir durum ve bebek kısa sürede normale dönüyor. Bunların dışında anestezinin bebeğe veya süte bir zararı bulunmuyor.

Sezeryanla doğan bebeklerde sık rastlanılan bir hastalık veya bozuklu var mı?
Sezeryan işleminin kendisine bağlı olarak bebekte yukarıda söylediğimiz durumların dışında anormal bir hastalık gelişme olasılığı söz konusu değil. Genel olarak sezeryan veya normal doğum ile doğurtulmuş bebekler arasında bebek ölüm oranları istatistiksel olarak farksız diyebiliriz.