Sayfalar

28 Nisan 2010 Çarşamba

Celal Bayar Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Pediatrik Hematoloji Uzmanı Doç.Dr.Hüseyin GÜLEN "ilik nakli" hakkında sorularımızı yanıtladı.

Kemik iliği nakli nedir?
Kemik iliği bilindiği gibi kanımızda bulunan bütün hücrelerin üretildiği, olgunlaştığı ve daha sonra kan dolaşımına salındığı kemiğin içinde bulunan dokudur. Kemik iliği de aslında görünüş olarak kana benzeyen ancak kandan daha koyu kıvamda ve kana göre içinde kat kat daha fazla hücre içeren kırmızı bir sıvıdır. Kemik iliği doğumdan itibaren tüm kemiklerin içinde bulunmasına rağmen, yaşlanmayla birlikte sadece yassı kemikler olarak bilinen omurga, göğüs kafesi kemikleri ve leğen kemiği gibi kemiklerin içinde bulunmaktadır. Kemik iliği naklinde; bu kemikler içine kalın iğnelerle girilerek sıvı şekildeki ilik toplanmakta ve daha sonra hastanın damarından aynı kan verir gibi verilmektedir. Bu işleme kemik iliği nakli denilmektedir. İçinde milyarlarca kök hücre dediğimiz kan yapıcı hücre içeren bu ilik hastaya verildikten hemen sonra kan yoluyla hastanın kendi kemiklerinin içine doğru yol alarak oraya yerleşmekte ve kısa sürede yeni yerinde kan yapımına başlamaktadır.

Hangi hastalıklarda uygulanıyor?
Kemik iliği nakli öncelikle kemik iliği kökenli kanserler dediğimiz lösemilerin tedavisinde kullanılmış ve hayat kurtarıcı alternatif bir tedavi olmuştur. Daha sonraları kemik iliği dışı bazı kanserlerde yüksek doz kemoterapi uygulamaları sonucu ortadan kalkan kemik iliğini yenilemek amaçlı uygulamalar başlamıştır. Bunun dışında kanser olmayıp kan yapımının bozulduğu kemik iliği yetmezliği sendromlarında kullanılmaktadır. Ayrıca bağışıklık sisteminin doğuştan eksik olduğu hastalıkların tedavisinde, bazı kalıtsal kan hastalıklarının örneğin Akdeniz Anemisinin tedavisinde ve çok ağır bazı romatizmal hastalıkların tedavisinde de kullanılabilmektedir.

Kemik iliği nasıl alınıyor?
Kemik iliği birçok kemikte ve belli miktarlarda bulunduğu için kalın iğnelerle birçok kemiğe girmek ve buralardan ilik toplanması gereklidir. Elbette ağrılı bir işlem olduğundan ve steril koşullar olması gerektiğinden, ameliyathanede genel anestezi uygulaması sonrası vericiden ilik alınmaktadır.

Kimler kemik iliği verebilir?
Sağlıklı, bulaşıcı hastalığı olmayan ve doğal olarak kemik iliği daha canlı ve çok hücre içeren daha genç kişilerin (özellikle 50 yaşın altı) hepsi kemik iliği verebilir.

Başarılı bir tedavi mi?
Çok başarılı bir tedavi yöntemi olmasına karşın uygun iliğin bulunması ve uygulama sonrasındaki takip süreci çok ağır ve uzun sürmektedir. Uygulama sonrası ilk 3 ay içinde hastaların %10 kadarı erken yan etkiler nedeniyle kaybedilmektedir. En iyi şartlarda lösemilerin bazı tiplerinde, kalıtsal bazı kan hastalıklarında başarı oranı % 90 ve üstüne çıkabilmektedir. Ancak bu başarıyı etkileyen çok faktör vardır. Hastalığın tipi, evresi, hastanın yaşı, genel sağlık durumu, alıcı ve verici arasındaki doku gruplarının benzerliği başarıyı etkileyen en önemli faktörlerdir.

Kemik iliği verenlerde yan etkisi var mı?
Genellikle ilik alınan yerlerde birkaç gün süren hafif ağrı dışında ilik vermenin ciddi bir yan etkisi yoktur. Ancak ilik verdikten sonra birkaç gün istirahat etmek, yoğun beden aktivitesi yapmamak tavsiye edilir. Bağışçının verdiği ilik hücreleri çok kısa sürede tamamen kendini yenilemekte ve bağışçıda hiçbir eksiklik durumu söz konusu olmamaktadır. Bu nedenle Kemik iliği vermiş olan bağışçı aynen kan bağışında olduğu gibi tekrar kemik iliği verebilmektedir.

Nakil için merkeze gidecek hastalara önerileriniz?
Kök hücre nakil merkezleri hastaları iki şekilde kabul etmektedir. Birincisi kök hücre merkezi kendi kurumu bünyesinde takip ettiği ve kök hücre tedavisi gereken hastaları nakil listesine alarak gerekli hazırlıklarını yapmaktadır. İkincisi ise farklı bir kurumda tedavi görüp kök hücre nakli gereken hastaların gerekli ön hazırlıkları kendi kurumlarında yapılarak ilgili hekim tarafından kök hücre nakil konseyine sunulmakta ve sonrasında kök hücre nakli kararı alınan hastalar merkeze yönlendirilmektedir. Nakil merkezlerinin sayıca azlığı, eleman eksikliği, hasta yoğunluğu ve diğer nedenlerden dolayı nakil gereken hastaların aciliyet durumları konseyde belirlenerek sıralama yapılmaktadır.

Nakil/tedavi süresi nedir?
Nakil yapılan hastanın durumuna göre hasta yaklaşık 1-2 ay kadar özel nakil odalarında izlenmektedir. Bu süre zarfında Kan ve kan ürünleri ihtiyacı çok yoğun bir şekilde gerekli olmaktadır. Hastalar nakil sonrası bu erken dönemde her türlü enfeksiyona karşı çok hassastır.

Tedavi sırasında hastaların dikkat edecekleri noktalar neler?
Doktorlarının tedavi ve yan etkiler açısından yaptıkları uyarıları çok dikkatli bir şekilde dinlemeli ve gereken işbirliğini göstermelidirler. Yeme içme alışkanlıklarını bu tedavi süresince değiştirmeleri gereklidir. Beklemiş, konserve edilmiş gıda tüketiminden kaçınılmalıdır. Sucuk, salam, sosis, pastırma, kuruyemiş çeşitleri vb. gibi içerisinde mikroorganizma bulunabilecek gıdalardan uzak durulmalıdır. Çiğ gıda tüketiminden kaçınılmalıdır. Sebze, et yemekleri iyi pişmiş ve günlük hazırlanmalıdır. Meyve kabukları soyularak tüketilmelidir.

Ev temizliği gerekli mi? Evet ise nasıl bir temizlik öneriyorsunuz?
Nakil sonrası eve gönderilen hastaların kan düzeyleri yükselmiş olmasına karşın kullandıkları ilaçlar nedeniyle bağışıklık sisteminin baskılanması hala yoğun bir şekilde sürmektedir. Bağışıklık sisteminin tamamen normale dönmesi iki yılı bulmaktadır. Bu nedenle evde mümkünse hastanın havadar, güneş gören, rutubetsiz ayrı bir odada kalması sağlanmalıdır. Odada mümkün olduğunca az eşya bulundurulmalı, toz tutacak halı, kilim vb. eşyaları en aza indirmelidir. Temizlik yaparken hasta başka bir odaya alınmalı, oda temizliği mutlaka toz kaldırmadan vakumlu süpürgelerle yapılmalı, yüzey temizliği de yapıldıktan sonra oda havalandırılmalıdır. Ayrı bir dezenfeksiyon işlemine gerek yoktur.

Enfeksiyon açısından hastalara önerileriniz?
Hastaların bağışıklık sistemlerinin iki yıl süreyle zayıf olduğunu belirtmiştim. Bu zayıflık ilk 6 ay süresince en belirgindir ve bu dönem nakil yapılan hastalar için özellikle enfeksiyon açısından son derece risklidir. Riskleri en aza indirmenin çeşitli yolları vardır. Birincisi doktorunuzun size tavsiye ettiği günlük alınması gerekli bazı antimikrobik ilaçlar vardır. Bunları doktorunuzun tavsiye ettiği doz ve süre boyunca uygulamanız gereklidir. Bunun dışında kişisel olarak almamız gereken çok basit tedbirler vardır. Yukarıda bahsettiğimiz beslenme önerilerine uymanız gereklidir. İnsan vücudun mikroorganizmalar en sık solunum ve beslenme sisteminden girmektedir. Bu nedenle her beslenme öncesi eller sabunlu suyla iyi bir şekilde temizlenmeli, beslenme sonrası da yumuşak bir fırçayla mutlaka dişlerimizi fırçalamamız gereklidir. Kalabalık ve hasta kimselerin bulunduğu ortamlardan uzak durmalı ve maske takmalıyız. Bu tür ortamlarda maske takılması faydalı olabilir. Hasta ziyaretini abartılı yapan bir toplum olduğumuzdan bu konuya özellikle dikkat etmemiz gereklidir. Mümkün olduğunca az sayıda ve hasta ile yakın temasta bulunmadan (sarılmak, öpüşmek vb.) ziyaret yapılmasını sağlamalıyız.

Ne tür şikayetlerde hemen doktora/nakil merkezine haber verilmeli?
Kök hücre naklinin erken dönemde görülen en önemli yan etkisi enfeksiyondur. Bu nedenle en ufak bir belirtiyi dahi doktorumuza bildirmemiz gereklidir. Enfeksiyonlara geç müdahale edilmesi hastanın hayatını tehlikeye sokar. Enfeksiyonlar dışında başka yan etkiler de olabilir. Hastanın her zamanki halinden farklı bir şey hissetmesi, bir yakınmasının ortaya çıkması örneğin basit bir kaşıntı veya döküntü dahi mutlaka doktoruna bildirilmelidir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder