Sayfalar

11 Ağustos 2010 Çarşamba

RAMAZANDA SAĞLIKLI BESLENME

Sevgili Manisalı hemşerilerim,
En sevdiğim aylardan Ramazan ayının ilk günündeyiz. Belki de o mutlu, keyifli geçen çocukluk günlerimi hatırlattığı için ramazanı çok severim. Ben bir tur bitiriyorum, çocukluğumda da ramazan yaz tatillerine denk gelir, sahurlara kadar oturulur sohbetler edilirdi. Veya biraz yeni yetmeler bu bahaneyle sahura kadar dışarıda, kahvede arkadaşlarımızla yarenlik edebilirdik. Şimdi gençleri, çocukları gördükçe kıskanıyorum. Keşke ben de çalışmasam da sabahlara kadar otursam, Ramazanı doya doya yaşasam diyorum.
Akşam ezanından önce o güzelim pide kokuları sokaklara yayılır, insanlar daha kalabalık sofralar kurarlar, akrabalar görülür, yemekler paylaşılır, ne kadar güzel şeylerdi onlar… Top patlamadan önce sokaklarda tatlı bir telaş olurdu.
Maalesef o pide kokularını duymaz oldum, kalabalık sofraları görmez oldum. Gelişmiş toplum olduk ama değerlerimizi yitiriyoruz gibi geliyor bana. İftar öncesi insanlar kırmızı ışıkta ben önce geçeceğim kavgası eder oldu.
Neyse biraz dertleşelim dedim. Şimdi asıl konumuza dönelim. Ramazan ayının en önemli konularından biri de sağlıklı beslenmedir. Ramazan’da açlığa karşı vücut yağlarını daha etkin olarak kullanır. Bunun sonucunda da bazal metabolizma yavaşlar. Bu sebeple Ramazan dışındaki diyeti taklit etmeli ve aşırılıklardan kaçınılmalıdır. Fazla kilolu kişiler için Ramazan eşsiz bir fırsattır. Hafif fizik aktivite ile zenginleştirilmiş, doktor gözetiminde dengeli bir diyet, Ramazan’da yaşam şeklini değiştirmek için uygun ortamı hazırlar. Bende sizler için üniversite hastanesi diyetisyeni Hale Aslantaş ile görüştüm. Sizler için yaptığım söyleşi ve verdiği değerli bilgiler umarım faydalı olur.
Ben de sizlere bazı deneyimlerimi aktarmak istiyorum. Öncelikle Sahur mutlaka yapılmalı ve atlanmamalı. İftarda ise önce bir bardak su ile yemeğe başlanmalı ve bir kase çorba gibi hafif ve sıvı besin alınmalı. Bu bir bardak ayran da olabilir. Ardından mümkünse yemeğe ara verilmeli. En azında 5-10 dakika verilecek ara daha çabuk doymanıza yardımcı olacaktır. Eğer bunu yapamıyorsanız o sırada salata yiyebilirsiniz. İftardan 1-2 saat sonra bir tatlı veya meyve ile ara öğün bir de yatmadan önce hafif bir ara öğün yapılabilir. Özellikle sahurda kahve, kola gibi kafeinli içeceklerden uzak durulmalı. Bunlar idrar söktürücü olduğu için gün içinde susuz kalmanıza yol açabilir.
Kan şekerinin hızlı yükselmesine neden olmayacak, uzun sürede sindirilecek, tokluk hissini uzun tutacak karbonhidratlar, posadan zengin besinler; kepekli ekmek, baklagiller, sebze ve meyveler tercih edilmeli. Bu arada çok fazla hurma yemenizi de önermiyorum. Evet haklısınız, eskiler hurma ile oruç açarlarmış ama bizim gibi ardından çok fazla yemek yemezlermiş ki! Sizde sadece 3-4 hurma ile iftar yapacaksanız o başka. Ayrıca niye hurma yeriz ki? Bizim mis gibi incirimiz, cevizimiz, bademimiz, kuru kayısımız varken. Bence başka yiyecek aramaya gerek yok.
Son önerim de hastalara. Lütfen doktorunuza danışmadan, kontrollerinizi yaptırmadan oruç tutmayınız. Özellikle bu mevsimde oruç tutmak özellikle tansiyon ve kalp hastaları için çok tehlikeli olabilir. Şimdi bazılarımız “insanlar farklı ülkelerde, daha sıcak havada oruç tutmuyorlar mı?” diye sorabilir. Evet tutuyorlar ama iki konuyu gözden kaçırmayın: Birincisi onlar hep o iklimde yaşıyorlar, ikincisi ise o iklimde gündüzleri genelde tatil oluyor ve sıcakta kapalı mekanlarda yaşıyorlar, daha çok sıcaklığın azaldığı saatlerde çalışıyorlar.
İyi bir Ramazan geçirmenizi dilerim.
Bu arada sporcularında özellikle maç günleri beslenmelerine çok dikkat etmeleri gerekiyor. Bunun için beslenme ve metabolizma uzmanlarından destek almaları gerekir. Alıyorlar mı bilmiyorum. Aslında bu hafta da traş oldum ve Manisasporla ilgili yeni yorumlarım var ama o da haftaya, ilk maçtan sonraya kalsın bakalım.
Sağlıkta Gündemi okuyun sağlıklı yaşayın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder