Sayfalar

11 Ağustos 2010 Çarşamba

EL KAZALARI ve PARMAK KOPMASINDA YAKLAŞIM


Sevgili Manisalı hemşerilerim,
Bu hafta konumuz el kazaları ve parmak kopmaları gibi biraz sevimsiz görünen bir konu. Ancak bu gibi acil durumlarda çok basit birkaç kuralı bilmek, kopmuş olan uzuvun yeniden kazanılması için hayati önem taşımakta. İşte size bu konularda bilgi vermek için sevgili meslektaşım, üniversitemiz Ortopedi, El ve Mikrocerrahi uzmanımız Doç.Dr.Taçkın Özalp ile görüştüm.
El, vücudun en fonksiyonel ve kozmetik yapılarından biridir. Beynin dış dünya ile bağlantısını sağlar. Pek çok işi el yardımı ile yaptığımızdan sık yaralanmalar oluşur. İyi tedavi edilmezse daimi sakatlık ve iş gücü kaybı bırakır. Dokunma, yakalama, ifade, beslenme, hijyen, saldırı-savunma elin fonksiyonlarından sadece bazılarıdır. Ellerimizle yazıyoruz, tokalaşıyoruz, saçlarımızı tarıyoruz, bardağımızı tutuyoruz, sevdiğimize dokunuyoruz. El ve el bileğinde 27 kemik ve 27 kas yapısı mevcuttur. Bu nedenle el ince hareketleri yapabilen güçlü ve çok eklemli bir yapı olarak vücudun çok önemli bir parçasıdır.
Cilt kesilerinden, uzvun çok ağır yaralanması ve kopmasına kadar (ayak ve bacak da dahil olmak üzere) oluşabilecek her tür yaralanma ve yanıklar El Cerrahisinin hizmet alanına girer. Çünkü bu tip hastalıklarda hem yaklaşım hem de cerrahi teknik özel bir eğitim gerektiriyor. Hatta İzmir’de buna ait özel bir hastane bile var. Ne mutlu bize ki şehrimizde de bu konuda bir uzmana sahibiz. Cilt, cilt altı, kas, tendon dediğimiz kas kirişi, sinir, damar, eklem ve kemik ile ilgili her türlü yaralanma ve hastalıklar, bu bölüm altında tedavi edilmektedir. Üniversite hastanemizde de bu hizmetler Doç.Dr.Taçkın Özalp yönetiminde sağlanmaktadır.
Acil durumlarda halkımız yardımcı olmak konusunda oldukça isteklidir. Aslında bu toplumumuzun çok güzel bir özelliği. Ancak yardımcı olalım derken zarar vermemeli ve uzmanların yaklaşıp işlerini yapmalarına engel olmamalıyız. İki gün önce önümde bir olay meydana geldi. Bir adam diğerinin kafasına sert bir cisimle vuruyor ve adam yerde hareketsiz yatıyor. Ben bu aşamada yardımcı olmak için yaklaştım ve kişinin hemen başında yardımcı olmak isteyen 1-2 kişiye “ben doktorum, bırakın yardımcı olayım, ne oldu?” desem de başındakiler beni dinlemedi ve çekilmediler. Biri birine “sakın oynatma” diyor, diğeri bir başkasına “kolonya yok mu? Kolonya getirin” diye bağırıyor. Hele diğeri beni duymasına rağmen “abi elleme ben ambulans çağırdım” demez mi! Valla bu ortamda baktım ki olmayacak ben de uzaklaştım ve ambulans gelinceye kadar uzaktan seyrettim olayı. Gerçekten çok üzüldüm. Doktorlukla uzaktan yakından ilgisi olmayanlar beni hastaya yaklaştırmadı. Yaa arkadaş, kafa travması olan bir kişide kolonyayı ne yapacaksın? Baş sağlığına gelenlere ikram mı edeceksin, Allah aşkına!
İşte bu olaydan sonra sizlere birkaç öneride bulunmak istiyorum. Kaza, çarpma anında lütfen kişiyi düz bir zemine yatırın ve soluk alıp almadığını ve ayrıca kalbin atıp atmadığını kontrol edin. Eğer ilk yardım eğitimi aldınız ve biliyorsanız ilk müdahalesini yapın. Yok eğer böyle bir eğitiminiz yoksa lütfen ortamı boşaltın, denildiği gibi “gölge etmeyin yeter!”. Eğer bir kanaması varsa tüm gücünüzle kanamayı durdurmak için üzerine basınız. Yapacağınız en büyük iyilik bu olur. Ayrıca kopan bir parça uzuv varsa hemen buzlu soğuk bir ortamda ilk müdahalenin yapılacağı yere ulaştırın. Umarım hiçbirimizin bu bilgilere ihtiyacı olmaz.
Sağlıkta gündemi okuyun, sağlıklı kalın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder