Sayfalar

12 Nisan 2010 Pazartesi

EDİTÖR YAZISI: SİGARA İLLETİ !

Sevgili Manisalı hemşerilerim,
Bu haftaki konumuz SİGARA İLLETİ!
Sanıyorum “illet” terimi yerel bir kullanım. Büyüklerimiz hep söylerdi: Bırak şu illeti! Kurtul şu illetten!
Türk Dil Kurumu sözlüğüne baktım ilk kez: Hastalık derecesine varan alışkanlık anlamındaymış. Ne güzel söylemiş büyüklerimiz meğer…
Ben de bir sigara bağımlısıydım. Hala severim sigarayı, içenleri. Daha doğrusu “sigara içme halini” severim. Sigarayı değil….
Neden mi?
Maalesef ağzımın tadını bozuyor da ondan. Ayrıca bunca yıldır ürolojik kanserler üzerine çalıştığım için biliyorum, zararları da ortada. Ama o içmenin verdiği hava… Sinirlenirsin yakarsın bir cigara. Keyiflenirsin yine yakarsın bir cigara. Bazen sigara ile tanışırız insanlarla. Hatta şu son yasaklardan sonra insanlar kapı önlerinde sigara içerken tanışıyorlarmış. Adına da flört etme ve sigara içmenin ingilizce karışımından oluşan “smörting” koymuşlar.
Yıllar önce Akhisar seyahat otobüsleriyle her hafta İzmir Atatürk Lisesine gelir giderdim. Bilirsiniz o dönemi. Tabiri caiz ise otobüsler “leş gibi” sigara kokardı. Çok rahatsız olurdum o kokudan. Gel zaman git zaman bir gün yanımda oturan bir “abi” yak bir cigara dedi, lise 2’deydim, sene 1983. Bilemiyorum neden aldım ve yaktım. Belki büyük olmak, belki hava atmak için. Nedeninin ne önemi var. Zaten beyinlerimiz hazırdı ki… Her filmde, her evde ve her gezide hep bu ortamda büyüdük…
Çektim bir fırt. Öksürmemek için zor tuttum kendimi. Bozuntuya vermedim. Ağzım leş gibi olmuştu ama otobüsün o kötü kokusu da kaybolmuştu. İşte buydu çözüm: büyüklere çaktırmadan bir paket taşırsın ve sadece otobüste gelir giderken içersin. Böylece leş gibi kokuyu duymazsın…
Uzun bir dönem böyle gitti doğrusu. Ama hiç durur mu durduğu yerde… Aldı başını gitti. Yıllarca da hep mücadele ettim. Önce piyasada bulunan sigaraları içmedim. Sırf çok içmemek için. Arkadaşlarım hep hava atmak için farkı sigara içtiğimi söylediler. Olsun varsın önemli olan az içmekti. Doğrusu ben sigarayı istediğim zaman içmeliydim. Sigara beni içmemeliydi!
Sonra baktım doktor olacağım dedim ki ben içerken hastama nasıl içme diyeceğim. Bıraktım 4 yıl. Yine biri kanıma girdi: “amaann n’olcak, öğlenleri yak bir cigara, keyif yapalım karşılıklı” dedi.
Ah! Durur mu durduğu yerde illet!
Bu kez dedim ki bari öğlen 12 den önce hiç içmeyeyim. Yine böyle gitti bir dönem. Manisa’da Lalelideki bahçeli evlerde oturdum hep. Cigaramıda hep bahçemde içtim. Misafirlerime de hep yere atın izmariti, özgür hissedin kendinizi burada dedim. Ben de hep yere atar sonra toplar atardım onları. Bahçede kullanılmayan bir yerde birikmiş hepsi. Aman Allahım! Ben şekerli “Kaptan Bilek” içiyorum ya hepsi ayırt ediliyor. İzmaritler benim boyuma ulaşmış. Oturup düşündüm. Aradan 20 yıl geçmiş. Derler ki meslektaşlarım 2o paket/yıldan sonra her şikayette önce kanser arayacaksın! Ayrıca bu bölgede erkekler daha çok kalp krizinden ölüyor. Kalp doktorum da dedi ki: hem kolesterolün yüksek hem de sigara içiyorsun; buna biz intihar diyoruz.
İşte dedim ki, dostum ayrılma vaktimiz geldi. Önce beynimi hazırlayacağım bir süre tanıdım kendime. Önümüz ramazan. Hazır gün boyu içmeyeceğiz. Zaten aramız açılacak biraz. Dedim ki fırsat bu fırsat! Bayram tatili de bitsin ben de bırakayım. Her gece yatarken ve her sabah banyonun aynasında kendime bakarak “Dostum seninle ayrılacağız” dedim iki ay boyunca. Hazırladım hem kendimi hem de dostumu. Son gece çıktım bahçeme ve son kez birlikte olduk. Dostça ayrıldık. O da beni sever ben de onu. Ama ikimizin de iyiliği için ayrılmalıydık. Ve öyle de oldu.
Sizde bakın kendi yaşamınıza ve birlikte geçirdiğiniz yıllara. Artık ayrılmak vakti gelmedi mi?
Zamanı geldiyse “şu illetten kurtulmanın”; uzmanlarımız sizlere yardımcı olmak için yanıtladılar.
Haftaya okul çocuklarımızın sağlıklı beslenmesi için çok yararlı bilgiler bulacaksınız.
“Sağlıkta Gündem”i takip edin, sağlıklı kalın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder