Sayfalar

31 Mart 2010 Çarşamba

CBÜ Tıp Fakültesi Üroloji Uzmanı Prof.Dr.Murat Lekili

Prostat Kanseri Nedir?
Prostat kanseri prostat bezi içindeki hücrelerin büyüyüp kontrol edilemeyen bir şekilde çoğalmasıyla meydana gelen ve erkeklerde en sık görülen kanserdir. Genellikle ileri yaşlarda ortaya çıkmakla birlikte son yıllarda daha genç hastalar da görülebilmektedir. Eğer erken tanı konulursa sağ kalım oranı %100’lere yaklaşmaktadır.

Risk Faktörleri Nelerdir?Özellikle 50 yaş üzerindeki erkekler risk altındadır. Ailede prostat kanseri olan birisinin varlığı riski artırmaktadır. Diyetin oldukça önemli bir risk faktörü olduğu bildirilmektedir. Yüksek yağlı diyet prostat kanseri gelişme riskini artırmaktadır. Buna karşılık meyve ve sebzeden zengin diyet riski azaltmaktadır. Bunlar dışında kanıtlanmış kesin bir risk faktörü yoktur.

Erken Tanı Mümkün müdür?Evet! Hiçbir belirti olmadan bazı inceleme ve testlerle erkenden kanseri tanımak olasıdır. Tarama testleri 50 yaş civarında başlamalıdır. Ancak aile öyküsü gibi risk faktörü söz konusu ise taramaya daha erken, 40 yaştan itibaren başlamak gerekir.
Eskiden beri kullanılagelen en basit inceleme parmakla makattan muayenedir. Herhangi bir büyüme yada sertlik hissedilebilir. Şüphesiz ki kesin tanı koydurucu bir inceleme olmamasına rağmen özellikle belli aralıklarla yapılan bu muayene oluşabilecek değişiklikler bakımından oldukça fikir vericidir. Bu nedenle 50 yaşından itibaren her yıl bu muayenenin yapılarak prostat kanseri erken tanısı için uyanık olunmalıdır. Ayrıca PSA denilen kan testide yapılmaktadır.
Belirtileri Nelerdir?En sık görülen bulgular;
•Ağrılı ve yanmalı idrar yapma
•İdrar yapmada zorluk veya idrara başlamada güçlük
•Sık idrar yapma
•İdrar kesesini boşaltamama hissi
•İdrarda veya semende kan görülmesi
•Kemik ağrıları
Ancak bu bulguların hiçbiri kansere özgü bulgular değildir. Bu bulguların olması hastalığı düşündürür ve ileri incelemelere gerek duyulur hale gelir.

Nasıl tanı konulur?Tanı konulması için prostat biyopsisi yapılmalıdır. Rektal muayene ve PSA testi şüphelendiriyorsa mutlaka prostat bezinden parça alınarak mikroskopik olarak incelenmelidir. Prostat biyopsisi yaklaşık 10 dakika süren, ağrılı olmayan bir işlemdir. Ancak resmi prosedürler için doğal olarak daha fazla süre gerekmektedir. Alınan örneklerin mutlaka deneyimli bir patoloji uzmanı tarafından incelenmesi sonucu tanı konulur.

Tedavi nasıl olmalıdır?Erken evrede cerrahi olarak prostatın çıkarılması en tercih edilen tedavi yöntemidir. Son yıllarda tekniklerde ilerlemeler nedeniyle prostat ameliyatı oldukça etkin olmanın yanında hastanın yaşam kalitesini de en az etkiler hale gelmiştir. Ameliyatın yan etkileri olarak idrar kaçırma ve ameliyat sonrası erkeklik gücünün kaybı sayılabilir, ancak bunların tüm hastalarda olacağı anlamı çıkarılmamalıdır. Özellikle sinir koruyucu yapılırsa ameliyat sonrası cinsel güç korunabilmektedir. Ayrıca ameliyat sonrası cinsel güç için detekleyici bir takım tedavi yöntemlerinin varlığı da unutulmamalıdır.
Cerrahi dışında ışın tedavisi de bir tedavi seçeneği olarak bilinmelidir. Işın tedavisi 40 günlük olup her bir seans 30 dakika olacak şekilde her gün uygulanmaktadır. Işın tedavisinin de ameliyat sonrası olan yan etkilere benzer yan etkileri olabilmektedir. Ek olarak komşu organlar da ışınlandığı için bazen barsak ve idrar kesesine ait yan etkiler de olabilmektedir.
Eğer hastalık yayılmış ise o zaman hormon tedavisi uygulanmaktadır.

Kemoterapinin yeri var mıdır?Kemoterapi prostat kanserinin standart tedavisi kabul edilmez. Anacak çok ileri evrelerde, uzak organlara yayılım olan olgularda özellikle hormon tedavisi sonrası cevap alınamazsa bir seçenek olarak kullanılmaktadır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder