Sayfalar

1 Eylül 2010 Çarşamba

Uzun Sanmayın...Yaşam Bir An Kadar Kısa!

Sevgili Manisalı Hemşerilerim,
Uzun sanmayın, yaşam bir an kadar kısa…
Yaklaşık 1,5 yıl kadar önce sevgili babacığımı kaybettim. Yıllarca ölen insanlar görmüştüm, acıları en yakından yaşamıştım. Benim için ölüm vazgeçilmez, yaşamın olmazsa olmaz kuralıydı. Çok takılmamak gerekirdi. Zaten babamda öyle öğretmişti bana “oğlum, herkes ölecek, önemli olan burası değil, geldiğimiz ve gideceğimiz yer buradan daha önemli, sakın üzülme!”. Hatta çok rahat bir şekilde bir yıl önceki bayramda mezarlıkta büyüklerimizi ziyaret ederken “beni dedemin üstüne gömün” demişti.
Bizim ailede ölüm konuşulurdu. Rahmetli dedem ölümle dalga geçerdi ve yine dalga geçerek göçtü gitti.
Sevdiklerini kaybedenler bilir ölümü… Meğer babam ölünceye kadar anlamamışım ben ölümü. O gün insanlar nasıl da rahatça konuşuyorlar, gülüyorlar ve yaşıyorlardı. Şimdi anlıyorum ölüm genlerimize işlenmiş, herkes biliyor kaçınılmaz olduğunu, bu nedenle normal olduğunu. Peki zor olan ne? Onu da Yunus Emre demiş “Ölüm kolaydı, ayrılık olmasaydı”.
Sevgili Ahmet Kurşun abiye Allah rahmet etsin. Kim ne derse desin acısını en iyi ve derin, eşi ve çocukları yaşıyordur. Hepinizin başı sağ olsun, Allah sizlere sabır versin.
Acıyı yaşatan aslında sevgidir. İşte bu nedenle bu hafta sizlere biraz sevgiden bahsetmek istiyorum. Üniversitemiz psikiyatri uzmanlarından sevgili Prof.Dr.Erol Özmen ile sevgi üzerine yaptığımız güzel sohbetten bazı bölümler aktarmak istiyorum sizlere. Yaşamda çok farklı duygular ve hislenmeler var. Ama ölüm gelip çattı mı, pozitif olanlar kalıyor elimizde. Bunların başında da sevgi geliyor. İşte bu nedenle “hayat küsecek kadar çok mu?” diye sesleniyor şair.
Hekim olarak sağlık adına ders çıkarmak gerektiğini yine hatırlatmak istiyorum. Ölümden korkmuyoruz tamam ama her ölüm kalana erkendir. Bu nedenle sağlığımıza da dikkat etmeli ve korumalıyız. Yine tekrar etmek istiyorum “hasta olmadan sağlığınızın kıymetini biliniz”. Bunun için yapacağınız en önemli şey kendinizin ve ailenizin bir “sağlık günü” olmalı. Her yıl o gün sağlık kurumuna başvurmalı ve kontrollerinizi yaptırmalısınız. Bölgemizde hala en sık ölümler kalp hastalıkları ve daha sonra kanser geldiği için, çocuklar çocuk uzmanlarınca, erişkinler dahiliye veya kardiyoloji uzmanlarınca, kadınlar kadın doğum uzmanı ve 35 yaş üstü erkekler üroloji uzmanlarınca yılda bir kez “şikayeti olmasa da” kontrolden geçmeli. Ayrıca genel vücut sağlığımız için çok önemli olması nedeniyle de ağız-diş kontrolünü de unutmamalıyız.
Neredeyse bir yıla yakındır bıkmadan usanmadan bunları yazıyorum, bir iki kişiye faydam olur düşüncesiyle. Kendi yakınlarıma bile bunları yaptırmakta çok zorlandığımı itiraf etmeliyim. Ama “bir musibet bin nasihattan iyidir” ya, Ahmet abinin üzüntüsü ve sapasağlamken kalp krizi geçirmesi, isim vermeyeceğim ama pek çok yakınının aklını başına getirdi. Bu gün çoğu doktor kontrolündeler. Keşke o da gitseydi.
Manisada Gündemi okuyun sağlıklı yaşayın.

1 yorum:

  1. Sitenizde vermiş olduğunuz bilgiler için teşekkür ederiz. diş sağlığı sitesini de ziyaret edebilirsiniz.

    YanıtlaSil