Sayfalar

10 Mart 2010 Çarşamba

Manisa'nın en deneyimli hekimlerinden Dr.Ozan Gediz, Tıp Bayramı nedeniyle konuğumdu:


Ozan Abi, uzun yıllardır Manisa’da yaşıyor ve çalışıyorsunuz değil mi?
1969 yılında Manisa Doğum evinde göreve başlayarak aynı yerde 10 yılı yöneticilik olarak 20 yıl çalıştım. O yıllarda kadın hastalıkları ve doğum alanında hizmet veren tek yer burasıydı. Aslında bu bina 1930’lu yıllarda tütün deposu olarak inşaatına başlanmış ve tamamlanamamıştı. 1953 yılında Doğumevi olarak hizmete açıldı. Yalnız merkeze değil bütün ilçelere de hizmet veriyordu. Yatak kapasitesi 42 idi. Benim göreve başladığım yıllarda bile gereksinimi zor karşılıyordu. Sonra SSK ve Üniversite hastaneleri hizmet vermeye başlayınca bir parça rahatlama oldu.
Uzun yıllardır kadın hastalıkları konusunda hizmet veriyorsunuz. Manisa için uzmanlık alanınız ile ilgili gelinen noktayı tanımlayabilir misiniz?
Bütün bilimler içinde en hızlı gelişme göstereni tıptır. Mesleğimin ilk yıllarındaki olanaklarla bu günleri karşılaştırırsak gelinen nokta inanılmayacak boyutlardadır. Yalnız bir noktayı vurgulamak isterim: Araya teknik çok girdiği takdirde bireysel yeteneklerin azaldığı gerçeğidir.
Özel bir soru: bugün eşiniz doğum yapacak olsa normal mi, sezeryanla mı doğum yapsın istersiniz?
Dünyada bütün ülkeler içinde yüksek sezaryen oranında en başlarda geliyoruz. Bunun pek çok nedenleri var. Yalnız bu nedenler arasında üzülerek ifade etmek isterim ki, tıp etiği ile bağdaşmayan olaylar da var. Bugün benim eşim doğum yapacak olsa hiç kuşku yok ki
normal doğumu tercih ederim. Eski bir söz “bir anne çocuğunun doğumunda ne kadar çok ızdırap çekerse o çocuğunu o kadar çok sever” der.
Halkımızın sağlıklı yaşaması için neler öneriyorsunuz?
Halkımızın sağlıklı yaşaması için koruyucu hekimliğe büyük önem verilerek geliştirilmelidir. Yine üzülerek ifade ederim ki, bizde bazı konular sözde kalıyor gerçek anlamda bir uygulama yapılamıyor.
Deneyimlerinize dayanarak sizin iyi “bir doktor” da olmazsa olmaz 5 özelliğiniz nedir?
Öncelikle şunu belirtmek isterim; ülkemizin hemen hemen her şehrinde bir üniversite ve tıp fakültesi açılması hekim kalitesini düşürüyor. Üniversite tahsilinin büyük kentlerde yapılması birçok yönden önemlidir. Önce büyük kentlerde öğrenciler bilim yanında sanatsal faaliyetler,
sergiler, tiyatro gibi etkinliklerden diğer Anadolu illerine göre çok daha fazla yararlanırlar. Büyük kentlerdeki hasta yoğunluğu ve çeşitliliği de yetişmede önemli rol oynar.
Bir diğer konu sağlık hizmetlerinin anayasamızda belirtildiği gibi her bireye eşit ve kazanç gözetilmeden verilmesidir. Günümüzde sağlık giderlerinin katılım payları ile hastalara ödettirilmesi yine Anayasa ilkelerine aykırıdır. Aynı zamanda performans sorunu hem gereksiz girişimlere hem de gereksiz tahlillere yol açmaktadır.
Eski bir söz iki türlü hekimden bahseder. Kapısından giren hastaya, ben bu kişiye nasıl yararlı olabilirim veya ben bundan ne kadar gelir sağlayabilirim diye düşünen. Buradan yola çıkarak bir hekimde olması gerektiğini düşündüğüm 5 özellik:
1.Hekim haddini ve yeteneklerini iyi bilmelidir. Kendine başvuran hastalara yeteneklerini aşan bir girişimde bulunmamalıdır.
2.Hekim olurken etmiş olduğumuz Hipokrat yeminini sık sık hatırlamalıyız.
3.Tıptaki gelişmeleri izleyebilmek için bilimsel toplantılara katılmalı. Yalnız burada amaç gezmek, eğlenmek değil, yenilikler hakkında bilgilenme olmalıdır.
4.Her hastaya yaklaşırken sanki kendisinin en yakını imiş gibi davranıp çözüm aramalıdır.
5.Bir hekim hastasının en iyi sırdaşı ve dostu olmalıdır.
Son söz olarak eski bir Latince sözü hiç unutmamalıyız: “Aslolan zarar vermemektir”.

1 yorum:

  1. İnternette gezinirken sitenize rastladım gerçekten çok önemli ve güzel bilgiler vermişsiniz. Benq servisi olarak çalışmalarınızda başarılar dileriz.

    YanıtlaSil