Sayfalar

10 Mart 2010 Çarşamba

Biz doktorların da insan olduğu unutulmamalı!

Sevgili Manisalı hemşerilerim,
Bu hafta sonu Tıp Bayramı! 14 Mart 1827'de, II. Mahmut döneminde, Hekimbaşı Mustafa Behçet'in önerisiyle ilk ameliyathanenin, Şehzadebaşı'daki Tulumbacıbaşı Konağı'nda Tıphane-i Amire ve Cerrahhane-i Amire adıyla kurulması, Türkiye'de modern tıp eğitiminin başladığı gün olarak kabul edilir ve okulun kuruluş günü olan 14 Mart, "Tıp Bayramı" olarak kutlanmaktadır. İlk kutlama,…. diye tam yazmaya başlamıştım ki isteyen girsin internete “Vikipedia” denilen sözlükten baksın dedim. Zaten ezberden bilmiyorum ki! Yazmadan önce bende kitapları açıp bakıyor öyle yazıyorum sizlere. Asıl sorun ne biliyor musunuz? Öncelikle tam bahar geldi dedik dünden beri hava kapalı, yağmurlu; insanın neşesi kaçıyor. Ayrıca hafta sonu Manisa-Denizli maçını seyredip kentimizin takımına destek olmak için stada gittim. Sayın Başbakan yardımcısı Bülent Arınç, Belediye Başkanımız Cengiz Ergün, valimiz, milletvekillerimiz, eşraftan tanıdığım pek çok dostum da oradaydı. Gittik ama yine moralimiz bozuldu. Şu Denizli’yi yeniverseydik çok güzel olacaktı (!)
Şimdi bizim doktor her hafta futbol konuşmaya başladı diyeceksiniz. Ama öyle değil; futbol sadece bir spor, bir oyun değil günümüzde. Şehrin tanıtımı, reklamı, vizyonu, gücü, ekonomisi ile ilgili bir şey. Hepimizi ilgilendiriyor. Bence bu gözle bakın olaya. Hem bir deşarj yani ruhi boşalma vesilesi. İşte bu özelliği ile de sağlıkla ilgili. Eşiniz sorun mu çıkarıyor onu da götürün maça. Yeni stadımız çok güzel, ailecek hafta sonu etkinliği olarak düşünülebilecek bir yer. Bu arada haftanın benim açımdan tek sevindirici yönü Antalyasporu yenmemiz. Koca Fenerbahçe’nin son dakikalarda 1-0’ın üstüne yatmasını da içime sindiremedim doğrusu.
Gelelim haftamızın konusuna: İlk Tıp Bayramı kutlaması 1919 yılının 14 Mart'ında işgal altındaki İstanbul'da gerçekleşmiş. O gün, tıp okulu öğrencileri işgali protesto için toplanmış ve onlara devrin ünlü doktorları da destek vermiş. Böylece tıp bayramı, tıp mesleği mensuplarının yurt savunma hareketi olarak başlamıştır. Bu yönüyle aslında milli bir hareket. İşte bir hekimde olması gereken tam da bu özellik: Hekim toplumda lider, yönlendirici olmalı. Onun için hekimleri iyi yetiştirmeli, onlara iyi çalışma imkanları vermeliyiz. Evet; “onlarda halkın içine girmeli ama hiç karışmıyorlar, burunları havada” dediğiniz duyar gibiyim. Sizde her doktor gördüğünüzde hemen bir tahlil çıkarıp sormayın kardeşim. Dostlarım bilirler her Cuma günü Ayn-ı Ali’ye giderim. Bugün buraya ruhumu temizlemek, beynimi boşaltmak ve dost sohbeti için geldim, sağlık sorunlarınızı hastaneye gelip anlatın derim. Yoksa gerçekten kolay değil hep sorun, hastalık dinlemek. Bizlerde insanız unutmayın. Bir daha gelirsem dünyaya düğün işletmeciliği yapacağım dedim geçen gün. Ne güzel etrafınızda hep gülen, eğlenen insanlar; oysa biz sizlerin üzüntüleri ve acılarıyla yaşıyoruz hep.
Dokuz Eylül Tıp Fakültesinde öğrenciliğimden hocam, daha sonra da burada üroloji asistanlığımda yine hocalığımı yapan Prof.Dr.Coşkun Büyüksu’dan hem sağlıklı yaşam hem de iyi doktor olmak için öneriler aldım bu hafta. Yine üniversitemizden deneyimli hocamız Prof.Dr.Erol Mir’e de aynı soruları yönelttim. Üçüncü konuğum yıllardır bizlere hizmet veren, deneyimli bir büyüğüm sevgili Ozan Gediz abim. Tüm konuklarıma çok teşekkür ediyorum.
Haftaya “Yaşlılar Haftası”. Yaşlılarda cinsellik, ruhsal sağlık ve nasıl sağlıklı yaşlanabiliriz konularını işleyeceğim.
Sağlıkta Gündem’i okuyun, sağlıklı kalın.
İyi haftalar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder