Sayfalar

23 Mart 2010 Salı

EDİTÖR YAZISI: BOY KISALIĞI; BESLENME ANA NEDEN!

Sevgili Manisalı hemşerilerim,
Bu hafta sizlere geçen haftaki konumuzun devamı olan bir konuyu gündeme getirdim. Hep vurguladığım, çabaladığım bir şey var: sağlıklı olmak için sağlıklı beslenmek ve mutlu yaşayabilmek en önemli faktörler. Bu nedenle her yaş grubunda sağlıklı beslenme hakkında bilgi vermeye çalışacağım. Bildiğiniz gibi geçen hafta okul çocuklarında sağlıklı beslenmeyi araştırdık. Uzmanlarımız sağlıksız beslenmenin boy kısalığına yol açabileceğini vurguladılar. Sizlerden de bu yönde sorular gelince bu hafta hemen boy kısalığını araştırdım. Merkez Efendi Devlet Hastanesi, eski adıyla Morris Şinasi, Çocuk Hastalıkları uzmanı Dr.Esra Ütük boy kısalığının ne olduğu, nasıl tanı konulduğu hakkında sorularımı yanıtladı. Üniversitemizde Çocuk Hastalıkları, Endokrinoloji ve Metabolizma Yan dal Uzmanı sayın Prof.Dr.Betül Ersoy ise boy kısalığına nasıl yaklaşıldığı ve tedavi şekilleri hakkında bilgi verdi.
Boy kısalığı sorunu anne karnında başlamaktadır. Yeterli beslenemeyen anne adayları bebeğin de gelişimini olumsuz etkiler. Doğumdan sonra ise bebeğin dengeli beslenmemesi, sevgi ortamında bulunmaması boy kısalığını etkileyen faktörlerdendir. Büyüme hormonlarındaki eksiklik de boy kısalığının en önemli sebebini oluşturur. Ancak tedavi gerektiren yani hastalığa bağlı boy kısalığı sadece %15 düzeyindedir. Bebeğin gelişimi ve boyu doktor tarafından düzenli takip altında olmalıdır. Eskiden sağlık ocağı hemşireleri ve ebeleri çok düzenli bir şekilde çocukların gelişimini kontrol etmekteydiler. Yeni yapılanan aile hekimliği sisteminde nasıl olacak bilmiyorum. Siz en iyisi Sağlıkta Gündemi takip ederek, bu bilgilerle kendi kontrollerinizi yapınız. En ufak bir sorun varsa hemen aile hekiminize başvurunuz. O sizleri en iyi şekilde yönlendirecektir.
Boy kısalığı aslında bir gelişme bozukluğunun en göze çarpan kısmı. Yol açan en önemli neden ise açlık! Hem maddi hem de ruhi açlık, yani sevgisizlik. Bu nedenle sağlıklı bir nesil için çocuklarımızın beslenmesine önem vermeliyiz. Her zaman söylüyorum, mümkün oldukça kutu ve hazır pakette sunulan yiyecek ve içeceklerden uzak durun ve çocuklarınızı da uzak tutunuz. Burada dayanması veya korunması için pakete girmiş, peynir gibi ürünlerden bahsetmiyorum. Gazlı, katkı maddesi içeren içecek ve yiyeceklerden bahsediyorum. Her mevsim hangi meyve ve sebzeler varsa onlardan yenilmeli, mevsim dışı olanlardan kaçınılmalı. Ruhi açlık ise bambaşka bir konu. Geçen hafta Ruh Hastalıkları Hastanesi Başhekimi Dr.Ahmet bey ile tanıştım. Ne mutlu ki çocuk Psikiyatrisi ile ilgilenen uzmanlarımız var. Onlarında desteği ile çocuklarımızı ruhen nasıl iyi besleyebiliriz konusunu önümüzdeki haftalarda araştıracağım. Bu konudaki sorularınızı bekliyorum. Siz en iyisi mi uzmanlarımızın önerilerini aktarıncaya kadar benim önerilerime kulak verin: çocuklarınızı bol bol sevin, onları birazda olsa şımartın. Büyüklerimizin, ninelerimizin beslediği gibi doğal besinlerle besleyin onları. Böylece hiç olmazsa zarar vermemiş oluruz. Haftaya konumuz ŞAŞILIK!
Sağlıkta Gündemi takip edin sağlıklı kalın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder