Sayfalar

26 Ekim 2010 Salı

BEL FITIĞI

Sayın Manisalı Hemşerilerim,
Bu hafta sizlere çok önemli olduğuna inandığım bir konu hakkında bilgi vermeye çalışacağım. Konumuz: BEL FITIĞI. Bu konuda muzdarip olan, sıkıntı çeken çok sayıda birey var aramızda. Toplumun çoğunda bir şekilde bel ağrısı tecrübesi var. Hepimiz ya ağır bir cisim kaldırdığımızda ya da ters bir hareket yaptığımızda bel ağrısı çekiyoruz. Bunların hepsine topluca BEL FITIĞI oldum, belim ağrıyor diyoruz.
Bu konu aslında beni de çok ilgilendiriyor. Çünkü yıllar önce Dokuz Eylül Üniversitesinde öğrenci iken, acil nöbeti tutuyordum. Sürekli koşuşturmaktan bel ağrılarım olurdu. O zamanlar çok spor yapıyordum ve buna rağmen ağrılarımın olması beni şaşırtıyordu. Sınıf arkadaşlarımdan birisi bel fıtığı tanısıyla ameliyat olup rapor olunca ben de kendimden şüphelendim. O yıllarda her yerde şimdiki gibi klima yoktu. Sadece bilgisayarlı tomografi odasında klima vardı. O da tomografi ısınıp zarar görmesin diye alınmıştı. Bizde, ne yalan söyleyeyim, vakit buldukça tomografi odasındaki sedyelerde 1-15 dakika uyur, dinlenmeye çalışırdık. Tam o sırada acilde birlikte nöbet tuttuğum Enis abi ile birlikte dinleniyorduk. Şimdi kendisi ultrason konusunda çok deneyimli bir radyologtur. “Abi benim hep belim ağrıyor,ne dersin?” dediğimde; zaten tomografi odasındayız yat hemen bir filmini çekeyim demiş ve çekmişti. Ardından bana “L3-4’te protrüzyon ve L5-S1’de herniasyon var; yani fıtıksın” demişti. Aldı mı beni bir korku! Ertesi gün hemen Prof.Dr.Emin Alıcı’ya gittim. Kendisini medyada hatırlarsınız, iki dönem üniversite rektörü oldu. Hiç unutmam; odasında filmimi aldı, şöyle bir baktı ve dedi ki “Talha! Yarın hemen yat, seni ameliyat edeyim”. Tabii ben herkesin yapacağı üzerine kaçtım. Çünkü daha yeni bir arkadaşım beyin cerrahisine ameliyat olmuş ve ağrıları tam geçmemişti. Ben de herkes gibi kortum ve ameliyattan kaçış aradım. Ortopedi, fizik tedavi uzmanları ve psikiyatristlere bile danıştım. Vücut hareketlerime, kiloma dikkat etmem gerektiğine inandım. Önce kilo vermeye; daha doğrusu sağlıklı beslenmeye yöneldim. Ardından tüm spor faaliyetlerini çıkardım hayatımdan. Fakat bir dönem sonra psikiyatri hocamız bu davranışın da normal olmadığını, yaşamda gerçeklerden asla kaçılmaması gerektiğini söyleyince, dikkatli olarak spor yapmaya başladım. Ama bu kez önce ısınma hareketleri, ardından dikkatli hareketler yapıyor ve kendimi çok hırpalamıyordum.
Uzun lafın kısası hala o ağrılarla birlikte yaşıyorum. Ameliyatta olmadım. Neden mi? İşte yanıtlarını çok güzel bir şekilde üniversitemizden, beyin cerrahisi uzmanı hocamız, Prof.Dr.Mehmet Selçuki veriyor. Her bel ağrısı tıbbi olarak bel fıtığı değil! İşte bu yüzden bel ağrısı çeken bazı kişiler halk tabiriyle “bel çekili”, “faytoncu”, “sanayideki bel çeken adam” dan fayda görebiliyor. Çünkü onlar gerçekten bel fıtığı hastaları değil. Bunları size gelecek haftalar da anlatmaya çalışacağım. Bel fıtığı ile ilgili genel bilgiler hakkında Manisa Devlet Hastanesi, Nöroşirürji (Beyin Cerrahisi) uzmanı Dr.Ercan Çakır ile görüştüm. Kendisi bize değerli bilgiler verdi. Daha çok tedavi ile ilgili kısımlar ise Prof.Dr.Mehmet Selçuki hocam ile görüştüm. Her iki meslektaşıma da çok teşekkür ediyorum. Konu çok önemli olduğu için haftaya da tedavisine ve fizik tedavi konusunda neler yapılabileceğine devam edeceğim.
Hafta sonu sayın İl Sağlık müdürümüz Dr.Ziya Tay, Manisa Aile Hekimleri Derneği başkanımız ve değerli meslektaşım Dr.Tayfun Çiğdem ile birlikte Antalya’da “Ulusal Aile Hekimleri Kongresi”ndeydim. Manisamızı en güzel şekilde temsil ettik. Hatta Denizli’li meslektaşlarımız “Manisalılara özeniyorum, sağlık müdürü ve üniversitesiyle, aile hekimlerinin yanında durduklarını görmek çok keyifli” dedi.
Manisaspor konusunda konuşmak istemiyorum. Şımarmak her zaman tehlikelidir. İstikrar önemlidir.
Sağlıkta Gündem’i okuyun sağlıklı yaşayın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder