Sayfalar

3 Aralık 2010 Cuma

24 Kasım 2010 Tarihli Sağlıkta Gündem: Bel Kayması-Spondilolistezis

Sevgili Manisalı Hemşerilerim,
Geçen hafta Kurban Bayramı tatili nedeniyle sizlerle birlikte olamadık. Umuyorum bayramınız iyi geçmiştir. Kurbanlarınız kesilmiş, akrabalar ziyaret edilmiş ve büyüklerin elleri öpülmüştür.
Çocukluğumdan kalan en güzel hatıralar hep bayramlara ait. Ben maalesef bu bayramda da tatile çıktım. Maalesef diyorum çünkü örflerimizi, geleneklerimizi yaşamadığım, çocuğuma, yeğenlerime, kuzenlerime yaşatamadığım için üzüldüm gerçekten. Ama yakınlarıma söyledim, bana bu bayramda da izin verin. Babacığımı kaybettikten sonra, henüz onsuz bir Kurban Bayramına gönlüm hazır değildi. Bu nedenle Kurban Bayramı adeti olmayan bir yere kaçtım.
Bu haftaki konuğum üniversitemizin Beyin Cerrahlarından Doç.Dr.Cüneyt Temiz. Kendisi bel kaymaları, bel fıtıkları konusunda uzmandır. Yıllardır Manisamıza hizmet veren uzmanlarımızdan. Kendisiyle bel kayması konusunda görüştüm. Verdiği değerli bilgiler için çok teşekkür ederim.
Geçen haftalarda da bel fıtığı hakkında söyleşimiz oldu hatırlarsanız. Bu konu istismara çok açık olan bir konu. Dışarıda atçısı, otçusu ehliyet sahibi olmayan pek çok kişi rahatsızlığı olanları tedavi etmeye kalkıyor. Bazılarımızda çözüm buluyor bu yöntemlerden, bunu da biliyorum. Ama bakınız biz tüm bel ağrılarına, kas tutulmalarına, kramplara “bel fıtığım var” diyoruz. Bir defa eğer gerçekten bel fıtığınız varsa, bu tomografi gibi tanı yöntemleri ile kesin ise ve ayrıca sinirlere bası yapıyor yani his ve güç kaybı yapıyorsa; bu ancak ameliyatla düzeltilebilir. Bu haftaki konumuzda da Cüneyt hocamızın anlattığı bel kayması varsa söyleşimizde okuyabilirsiniz. Fakat bazılarımızda bel ağrıları oluyor ve bu genelde kas kramplarına bağlı gelişiyor. İşte o zaman ovma, çekme, kaplıca gibi yöntemler faydalı olabiliyor. Bunlar yerine de Ağrı Polikliniğinde yaptıracağınız “kuru iğne” tedavisi hem daha hızlı hem daha çabuk ve de risksiz bir yöntem. Bunu da sizlere 3 Kasım tarihli yazımızda anlatmıştım. Bel, boyun,omur ağrıları ile ilgili benim sizlere kısaca aktaracaklarım şimdilik bu kadar.
Peki bu tür hastalıklardan nasıl korunabiliriz?
Her zaman anlatmaya çalıştığım gibi yine sağlıklı beslenme ve yaşama alışkanlıkları ile mümkün. Öncelikle uzun boylu ve göbekli olmak önemli bir risk faktörüdür. Bu nedenle ister kanser olsun ister bel fıtığı olsun ilk kural: ideal kiloda olmak. Bunu sağlayabilmenin yegane yolu da sağlıklı beslenmek. Bakınız diyet yapmaktan bahsetmiyorum. Kibrit kutusu peynir de değil anlatmak istediğim. Doğal, sağlıklı beslenmek ve yaşamaktan bahsediyorum. Pakete veya kutuya girmiş şeylerden uzak duracağız. Katı yağlardan kaçınacağız. Eğer özel bir rahatsızlığınız yoksa az miktarda tereyağ tüketebilirsiniz. Hergün bir dilim ekmeğe sürülmüş bir miktar tereyağın, sağlıklı bir kişiye zarar vereceğini düşünmüyorum. Bildiğiniz gibi gün aşırı yumurta yemenin de zararlı olmadığını söylüyor uzmanlarımız artık. Eğer yazılarımı takip ederseniz sizlere her hafta sağlıklı beslenme ve yaşama ile ilgili önerilerimi bulabilirsiniz.
Sonuçta Sağlıkta Gündem’i okuyun, sağlıklı yaşayın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder